Merhaba. Sizleri bir konu hakkında bilgilendirmek istiyorum. İdefix' ten 3 yıl önce alışveriş yapmayı kestim. Çunku bir hafta sonra sınavda sorumlu olduğum kitap ile birlikte başka siparisler de vermiştim. O önemli kitap stokta var görünmesine rağmen, diğer kitaptar geldi. O kitap gelmedi. Ortaçağ cadilik kültürüyle ilgili bir kitapti ve çok zor
Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum. Kirlenmiş bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı. Bu şehir karaborsacıların şehri. Bire bin kazananların, lüksün şehri. Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağını açmış, bir ejderha gibi duruyor.
Sayfa 44 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı..."
Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı... Bu şehir karaborsacıların şehri... Bire bin kazananların, lüksün şehri... Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor.
‘Şu koskocaman şehrin sokaklarında dolaşan insanların yüzlerine bakın... Yüz mü bunlar! Sararmış, uzamış... Gülmeyi unutmuş... Bu yüzler sevinci unutmuş. Sevmeyi unutmuş. Şöyle yürek dolusu, can dolusu, kucak dolusu sevmeyi unutmuş. Ağız dolusu öpmeyi unutmuş bunlar. Şöyle sağlıklı, kütür kütür öpmeyi unutmuşlar. Gözleri kırgın, yılgın, paslı... Kuşkulu, korkulu, düşmanca... Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı... Bu şehir karaborsacıların şehri... Bire bin kazananların, lüksün şehri... Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor.’
Sayfa 43 - Yapı Kredi Yayınları, 5.baskı, 2018.Kitabı okudu
Bura nere ola ki acaba
Şu koskocaman şehrin sokaklarında dolaşanların yüzlerine bakın… Yüz mü bunlar! Sararmış, uzamış… Gülmeyi unutmuş… Bu yüzler sevinci unutmuş. Sevmeyi unutmuş. Şöyle yürek dolusu, can dolusu, kucak dolusu sevmeyi unutmuş. Ağız dolusu öpmeyi unutmuş bunlar. Şöyle sağlıklı, kütür kütür öpmeyi unutmuşlar. Gözleri kırgın, yılgın, paslı… Kuşkulu, korkulu, düşmanca… Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum… İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı… Bu şehir karaborsacıların şehri… Bire bin kazananların, lüksün şehri… Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş.
Sayfa 44 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Ben bu şe­hirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyo­rum… İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı…
İstanbul
Ben bu şehirden korkuyorum,bu şehirde hasta oluyorum,deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş,bitlenmiş,çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında,merhametsiz,sevgisiz,kazıkçı...Bu şehir karaborsaciların şehri...
Sayfa 26 - YKYKitabı okudu
Şu koskocaman şehrin sokaklarında dolaşanların yüzlerine bakın... Yüz mü bunlar! Sararmış, uzamış... Gülmeyi unutmuş... Bu yüzler sevinci unutmuş. Sevmeyi unutmuş, şöyle yürek dolusu, can dolusu, kucak dolusu sevmeyi unutmuş. Ağız dolusu öpmeyi unutmuş bunlar. Gözleri kırgın , yılgın , paslı... Kuşkulu , korkulu , düşmanca... Ben bu şehirden korkuyorum , bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş , bitlenmiş , çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında , merhametsiz , sevgisiz , kazıkçı... Bu şehir karaborsacıların şehri... Bire bin kazananların , lüksün şehri.. Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu , yüzbinlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış bir ejderha gibi duruyor.
Sayfa 44 - YKY
İsmail abinin dedesi "Kazıkçı Voyvodanın" keçi boynuzunu dörtbin paund, lahanayı ikibin sterline sattığı gibi bir gün.
Reklam
A101- BİM olmadan önce bakkallar tarafından az dolandırılmadık.
Adam kısmı kazıkçı olmayınca dükkancılık edemez öğretmenim! 
Sayfa 147 - İthaki, 13.Baskı Nisan 2022Kitabı okudu
396 syf.
8/10 puan verdi
Cat'in yakın arkadaşı sayılan Vlad hakkında daha çok bilgi veren bir kitap. Tam ismini söylemek gerekirse Wallachia'nın eski Voyvodası Vladislav Basarab Dracul. Ama beş yüzyıl önce Tepesh- Kazıkçı- olarak anılan tam olarak alevler içindeki adam. Küçükken elektrik kablosuna tutulan, komadan çıktıktan sonra sağ eliyle insanlara dokununca imgeler gören sol eliyle elektrik veren bir lanetliye dönüşen Leila. Sonu belirsiz biten ilk kitaptı sanki devamı var gibi ama belirsiz. Keyifli okumalar.
Ateş Laneti
Ateş LanetiJeaniene Frost · Artemis Yayınları · 2013199 okunma
Yaptığı her yanlış, saçma ve ikiyüzlü davranış için kendimce birtakım bağışlayıcı nedenler bulabiliyordum. Aslında bende de biraz yalancılık yok muydu ? Ben de dalaverici, kazıkçı ve ikiyüzlü biri değil miydim ? Seviyorsan güvenmelisin; güvenirsen anlayışlı ve bağışlayıcı olursun. Tamam, bütün bunları yapabilirdim ama unutmak, işte onu yapamazdım. Benim bir yüzüm aptalın dik âlâsı, öbür yüzüm de araştırmacı, yargıç ve cellattır.
Sayfa 25
Şu koskocaman şehrin sokaklarında dolaşanların yüzlerine bakın… Yüz mü bunlar! Sararmış, uzamış… Gülmeyi unutmuş… Bu yüzler sevinci unutmuş. Sevmeyi unutmuş. Şöyle yürek dolusu, can dolusu, kucak dolusu sevmeyi unutmuş. Ağız dolusu öpmeyi unutmuş bunlar. Şöyle sağlıklı, kütür kütür öpmeyi unutmuşlar. Gözleri kırgın, yılgın, paslı… Kuşkulu, korkulu, düşmanca… Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum… İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı… Bu şehir karaborsacıların şehri… Bire bin kazananların, lüksün şehri… Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor. Yaşar Kemal
Gözleri kırgın, yılgın, paslı... Kuşkulu,korkulu,düşmanca...Ben bu şehirden korkuyorum,bu şehirde hasta oluyorum,deliriyorum...İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor.Kirlenmiş,bitlenmiş,çamur içinde bir şehir.Dedikodu hastalığında,merhametsiz,sevgisiz,kazıkçı...Bu şehir karaborsacıların şehri...Bire bin kazananların,lüksün şehri...
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.