Kazım, yaşadığı dönemde, direniş vs isyanın simgelerinden biriydi... Bugün de öyle. Gezi'de ve sonrasında yanımızdaydı mesela. Direnişin yüzüydü. Tek ve büyük üzüntüm, Kazım'ın bu günleri görememiş olması.
Sayfa 8 - İletişim
Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmak zorunda değiliz. Lazlar Kürtlerin deniz görmüşüdür.
Sayfa 118 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Esas güç o bildiğimiz yöntemlerle elde edilmeyen güç. Şu televizyonlarda promosyon faaliyetleriyle, makyajlarla kazanılan değil. Bu bir güç değil. Bu bir rüzgardır, hiçbir şey olmaz ondan, esas güç, adım atmaktadır, yürümektedir. Hayatta izlerinizi sağlam bırakmaktadır.
Sayfa 122 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kötü şeyler gördük, savaşlar, katliamlar, ölen öldürülen çocuklar gördük. Kendi kültürünü, kendi dilini, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya...
Sayfa 67 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Şiir Sevdası Vardı.
Eline ne geçerse okumaya çalışan Kazım, hayatında müzik kadar yeri olan bir başka tutkusunun küçüklükten itibaren kitaplar olduğunu kendisi de anlatıyordu: Çok kitap okumaya çalışıyordum ama az kitap vardı. O yüzden ansiklopedi okuyordum. Çünkü kırtasiyeye bir kaç kitap geliyordu, onları zaten ediniyordum. Tommiks ve Teksas'ların bütün sayıları bitmişti. Babam, Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi'ni aldıydı. Ondan sonra hep o kitapların peşinde oldum. Fransız iki şair, Baudelaire ve Rimbaud' nun şiirleri ansiklopedilerden tespit ettikten sonra düştüm peşine. O zamanlar şiir sevdası vardı. Evde küçük bir gitar vardı. Amcam Almanya'dan getirmişti ama kime bilmiyorum. Benim elimdeydi. TRT'de Fabrika kızı filan çalarlardı, onları izleyerek çalmaya çalışıyordum. Ama ne bulursam okuyordum. Üniversiteyi kazanmam başkalarına göre enteresandı çünkü okulu takdirle bitiren çocuk değilim.
Sayfa 9 - Kafka Okur
Zamanını kaybetmiş bir şehirde, tutkulu aşklarının peşinde koşmaktan vazgeçmeyen mülksüzler, bir atı deli gibi sevebilen, bir dostluk için kendini düşünmeden feda eden, kaybeden olmuş, kenara itilmiş insanlar, terk edilmiş bir yazlık sinema, renkli lambalar, yırtık bir afiş ve Haliç'e inen puslu sokaklarda mızıka çalar gibi dolaşan çocuklar..
Sayfa 126 - İletişimKitabı okudu
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.