Dimdik ve iyi olabilir ruhum;
ne var ki eğilrneden taşıyacak güçte değil
yüreğimi, çarpık damarlanındaki kam
ve içimin bütün acılarım.
Ne bir bahçesi var, ne de bir yatağı,
Bütün yapabildiği, konmak iskeletime
korkudan titreyen kanat darbeleriyle.
Kaç kez hayretle baktım sana, başlangıcı düne ait bir
pencereden,
öylece durdum ve hayretle baktım. Yeni kent, benim için
yasak kent gibiydi henüz ve inatçı manzara kararmaktaydı
Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
Aşındırarak bütün güzel duyguları.
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Göğüslemek için karanlık yarınları.
Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
Damağımda kösnüyle gezinirken;
Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı,
Dışarda rüzgâr acıyla inilderken.
Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri,
Seninle bir döşekte sevişirken bile.
Düşünüyorum hüzünlü genç anneleri,
Çarşılarda, pazarda ellerinde file.
Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.