Haydar Ergülen'in Cemal Süreya Şiir Ödülü'nü alan kitabı.
86 sayfa süren kitabın içine pek çok şairin ruhu karışmış.
İlhan Berk, Gülten Akın, Birhan Keskin...
İç Anadolu, bozkır, taşra, Orhan Kemal romanları, ahşap evler, trenler... şiirin konusu nasıl da her şey olabilir bize gösteriyor.
"ve gölgesi sahibinden muntazam o memur
adımlarla uydum da şu hayat denen mesaiye
yine de uygunsuz bir şey kaldı bu muammadan"
işte tam bu noktada hayatın mesaisine memur adımlarla uyanların dudağında buruk bir tebessüm kalıyor.
"Anneler nar
çocuklar dağılmasın diye"
altı üstü 5 kelime o kadar güzel ve etkili ki annelerin en net özeti gibi.
"Nazlı babaannem herhalde Hızır'dır diye
geri çevirmezdi kapıya kim gelse
ah, kimsenin kimseye el açmadığı o gamsız günler
kapılar kapanmaktan utanırdı yolun yüzüne"
her kapıya geleni Hızır sanan babaannelerin torunlarından çıkması beklenen dizeler alınyazısı gibi şiir olmuş şairin elinde.
Bize kederlerini ödünç veren Haydar Ergülen'i okuyup anlamak bazen zor gelse de kendinden birkaç cümle bulanlar için şiirler peşinizden geliyor.