Herkesin içinde başkalarının terk ettiği bir ev vardır
ve kalp kiralık bir odadır orada, bazen
kapalı kalır ve herkes onu pahalı sanır,
sökülür sökülmez dildeki ucuz mühür
kalbin odası da açılır o an bu boşluğa kendisinden başka kiracı bulamaz insan:
Kalp ile dil arasında her zaman iki insan vardır birbirinin uzaklığına taşınan
Boşluk, içimizdeki en geniş oda
sık sık konuk ağırlamaya bayılırız orada
gelince seviniriz de birazdan kalkıp
gitmelerini isteriz konukların sabırsızlıkla
- " (...) Merkezinde varlığını bâki kılana, kendi varlığına dair aşk ve korku bulunan, şevk, heyecan, sevgi, endişe, gam, keder ve sevinç duygularının “bir yerinde”, bunların ifâdesi olan malûm gözyaşı; ağlamak. Gönlün ifâdesi. Bu genişliğe tercüman olmanın yanında, yapmacık sulanma, riyâ ve zırlamaya kadar, hattâ mesnedsiz görünüşüne şahid olduğumuz bir hâl. Nasıl olursa olsun, hep his ve madde cebhesi beraber. Hissin derinden bir mânâya doğru gittiği yerde, fizikî eşlik olsun olmasın, o, fikirleşen, fikir olmuş, erimiş fikir bir keyfiyettir..."
"...sahil koruma karakolları ve dalgaları hiç kimse tarafından görülmeksizin çatlayan beyaz kumsallı körfezler insana her şeyi kuşatan bir kederi hatırlatır. Ve ne olabilir ki bu keder?"
Herkesin içinde başkalarının terk ettiği bir ev vardır ve kalp kiralık bir odadır orada, bazen
kapalı kalır ve herkes onu pahalı sanır,
sökülür sökülmez dildeki ucuz mühür
kalbin odası da açılır o an bu boşluğa
kendisinden başka kiracı bulamaz insan:
Kalp ile dil arasında her zaman
iki insan vardır birbirinin uzaklığına taşınan