559 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 30 days
Victor Hugo NOTRE DAME'İN kamburu
NOTRE DAME’IN kamburu Bu kitap hakkında bir çok inceleme mevcuttur. Ben özetlemek istiyorum.. Kitabın başlangıcı: ANATKH (Kader) Siyahı solmuş ve taşa oldukça derin bir şekilde, biçimleri ve görünüşü ile orta çağa özgü büyük harflerle kazınmış Grekçe bir cümledir. NOTRE DAME Bir Katolik kilisesidir. Fransa’nın başkenti Paris'te, ŞEİNE
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202233.3k okunma
Berzeveyh Babından bir kesit/ Enfes
Tip kitaplarından okuduğumuza göre eli yüzü düzgün bir çocuğun ham maddesi olan nutfe rahme düşünce, annenin kanı ve suyuyla karışır. Böylece pekişir ve kalınlaşır. Sonra hava girer devreye ve o su-kanı olgunlaştırır da peynir kıvamında bırakır. Daha sonra gâyet pek, katı bir yoğurt kıvamına gelir. Bu cismin daha ilk zamanlarında bazı organlan
Reklam
Bugün, Allah’ü Teâlâ’nın Rızası İçin Ne Yaptın?
Bismillâhirrâhmânirrahîm Esirgeyen, bağışlayan, eşi, ortağı, benzeri ve dengi olmayan; her şeye kuvvet ve hayat veren; din gününün sahibi âlemlerin rabbi olan Allah’ü Teâlâ’ya hamdü senalar olsun! O’nun seçtiği, sevdiği Muahmmed Aleyhisselâma âline ve ashabına salât-ü selâm olsun! Allah’ü Teâlâ Enbiya suresi 1. Ayeti kerimesinde:
Cenâb-ı Allah'tan Razı Olmak
Gene Abdülkâdir Geylâni Kuddise Sirruh buyurur - Cenâb-ı Allah'tan razı olmak, bütün olanlara boyun eğip bir yana durmak, en büyük rahatlıktır. Allah'ü Teâlâ’nın emirleri dâhilinde işlerin yoluna girmesini beklemek, en iyi şeydir. Dünyanın cenneti gönül rahatlığıdır. Sıkıntı denilen illet dünya azâbıdır. Âhiret azâbı daha başkadır. Allah’ü Teâlâ bir kuluna sevgi yolunu gösterirse, evvelâ ona gönül rahatlığı verir, o sayede hoş ömür sürer. (Fütûhu'l-gayb) Hazreti Ömer Radıyallahu Anh kader hakkında buyurur ki: “- Yarın, fakir ve muhtaç kalırsam, hiç üzülmem, zengin olmayı da hiç düşünmem, çünkü hangisinin benim için hayırlı olduğunu bilemem.” İmam-ı Rabbani Kuddise Sirruh buyuruyor ki: "Her gün insanın karşılaştığı her şey, Allahü Teâlâ’nın dilemesi ve yaratması ile var olmaktadır. Bunun için irâdemizi onun irâdesine uydurmalıyız! Karşılaştığımız her şeyi, aradığımız şeyler olarak görmeliyiz ve bunlara kavuştuğumuz için sevinmeliyiz! Kulluk böyle olur. Kul isek, böyle olmalıyız. Böyle olmamak, kulluğu kabul etmemek ve sahibine karşı gelmek olur. Allah’ü Teâlâ, hadis-i kudside buyuruyor ki: “Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen, benden başka Rab arasın, yeryüzünde kulum olarak bulunmasın..."
Allah için Sevmek ve Buğzetmek Ne Demektir?
Allah (c.c.) için sevmek ve Allah (c.c.) için buğzetmek, İslâm'ın şiarlarından birisidir. Ancak bu sevgi; içinde bencillik olmayan bir sevgi, buğz ise, beraberinde zulüm ve haksızlık olmayan bir buğz olmalıdır. Hak dinin başta gelen özelliklerinden birisi de; karşı karşıya kalınan hatadan sakınmak, rezil ve kötü eylemlere karşı da tavizsiz davranmaktır. Peygamberimiz (s.a.v.)'in Maiz'e karşı tutumunu düşündüğümüzde, onu şöyle bir tavır içinde görürüz: Hz. Peygamber (s.a.v.), Maiz'in kendi itirafını hakim karşısında reddetmesi ve tevbe ettiği sürece kendisine karşı işlemiş olduğu zulme müsamahakâr davranması için gayret göstermiştir. Ne var ki Maiz, ölmek sûretiyle kendisini temizlemek istiyordu, sonuçta istediği de oldu. Daha önce Hz. İsâ (a.s.) da recm edilmesi için Yahudilerin tutup getirdiği kadının aynı şekilde suçunu itiraf ederek recm edilmemesi için çaba sarf etmişti. Kader, suç işleyen kişiyi yok etmek isteyen, bir tuzak değildir. Peygamberler de toplumun iyiliği ve ıslahı için çalışan kimselerdir; boyunlarını vurmak için bekleyen cellatlar değil. Ne var ki, ansızın meydana gelen bir hata ile topluma kötülük ve çirkeflik saçan suçlar arasında dağlar kadar fark vardır. Aynı şekilde tökezleme ile sürekli taklitçilik arasında da büyük bir fark vardır. Hatta bu fark bir kimsenin hatası ile yürürlükte olan yanlış bir yasanın arasındaki fark kadar büyüktür. Eğer suçlar genel bir adet ve uygulanan bir yasa haline gelmişlerse, işte tüm peygamberler bu tip suçların karşısında durmuşlardır.
Sayfa 131
Sevgi mübalağa sanatı değildir abartmayın
Aşk zannettigimiz şey meraktan öte bir eylem değildir. önemli olan merakınız bittiği an onunla nasıl bir hevesle yaşama sarıldığındır. merakın olduğu zaman dilimi içerisinde kendinden çok ödün vermişsen vay haline.. bir insana herşeyi oymuş gibi davranmak kendine yapabileceği en büyük zulümdür. hakketmeyen birine gereğinden fazla değer vermek elem keder ve zulüm doğurtur. bu yüzden sevgi mübalağa sanatı değildir abartmayın..
Derunkitap
Derunkitap
Reklam
68 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.