280 syf.
9/10 puan verdi
Ben bir arnavut kızı olarak savaşı gönülden hissedenlerdendim o dönem içinde... İnsanlığın pis zihniyetli kendi siyasi ideolojileri için hem kendi halkına hem savaştığı diğer halklara nasıl acımasızca davrandığının yakından şahit oldum. Kosova' da ki ailemin burada ki kamplara yerleşmesi savaşın bitmesini dört gözle bekleyip yurtlarına dönmek istemelerini dilleri ve gönülleri ile her daim hissettirdiler bize. Leyla' yı okuduktan sonra savaşın gerçek yüzünü, tokat gibi carpmasini ailemin savaştan küçük yaralar alip kurtulmasını gorunce binlerce sukrettim Rabbime... Bu nasil bir aci,bu nasil agir bir sinavdir diye diye kitabin her satirinda saskinlik,keder ve üzüntü ile okudum. Vatan ve millet bütünlüğünü,bir bayrak altında ulusça barış icinde yasamanin ne buyuk nimet oldugunu bir kez daha anladim.meger serefimizi, namusumuzu, ekmegimizi koruyan Rabbimden sonra bir bayrak altinda yasamamizmis Allah bize bu degerlerin farkina varmamizi nasip etsin.Konunun disina ciktim affiniza siginarak Leyla okunmasi gereken kitapligimiz da yerinin olmasi gereken kitaplardandır ...
Leyla
LeylaAlexandra Cavelius · Pegasus Yayınları · 20167,4bin okunma
Bu insanlar neşeyle dolu ve gamsız, sarı saçlı kafalarını sallayarak yürüyor; yaşamın içinde sanki bir balodaymışçasına gidip geliyorlardı. Bu insanların ne gözlerinde endişe ne de omuzlarında ağır bir yük vardı.Bu neşeli insanlarda belki tek üzüntü, belki tek saklı keder yoktu. Bense bu genç insanların hemen yanı başında yürüyordum. Mutluluğun ne olduğunu çoktan unutmuştum. İçim de bu düşünceyi okşuyordu. Katlanılamaz bir haksızlığa uğradığımı düşünüyordum. Şu son aylar, bana karşı neden bu kadar zalim davranmıştı ?
Reklam
Kabiliyetli bir el tarafından güzelliğinin sınırları çizilmiş fakat rengi verilmemmiş bir resim gibiydi. Zira küçücük dudakları pek renksiz, bakımsızlıktan saçları seyrek, sefalet ve yolculuğun sıkıntılarının etkisiyle rengi uçuk, gözlerinin kenarları ince bir siyah daire ile çevrilmiş, bakışlarında kafesin içine konulmuş bir kuşun ara sıra gökyüzüne bakışını andıran gizli bir üzüntü ve keder görülüyordu.
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
Hissettiğim korku ve dehşet değil, bunaltıcı bir keder üzüntü, bir kayıp ve yoksunluk duygusu, had safhada bir umutsuzlukla içe geçmiş bir ıstırap ve kahırdı.
Tasavvuf
Ne var ki insanlar aşkın hakiki tadına, Allah'ın Cemal, Vedud, Latif isimlerini olduğu kadar, Mütekebbir, Aziz, Cebbar, Kahhar ve Celal isimlerini de tecrübe ettiklerinde varabilirler.. Kalbimizin tam kapasitesine varmak, kendi kıymetimizi ölçmek için insanlar bütün esmayı kucaklamalı, dünyaya inmeli ve hemcinslerinin arasına girmeli; keder, keşmekeş, üzüntü, mücadele ile yüz yüze gelmelidirler.. İki elle yaratılmış olan mahlûktan murat budur.. İnsan kendisini Cemal ve Celal sıfatlarının arasında bulur..
Reklam
Hayvanların Düşündürdükleri
Haset: Çaylak kuşu, genç yavruların yuvada çok büyüdüklerini görürse, kıskançlıktan onların kanatlarını gagalar ve onları aç bırakır. Güler yüzlülük: Her şeye sevinen, çeşitli ve canlı hareketlerle öten horoza uygundur. Üzüntü: Yavrularının beyaz olduğunu görünce büyük bir keder içinde yuvadan ayrılarak onları acı iniltilerle baş başa bırakan ve vücutlarında birkaç siyah tüy görününceye dek onları beslemeyen kuzgunu temsil eder. Minnettarlık: Ebeveynlerinden aldıkları hayatın ve yemeğin kıymetini bilen ibibik/hüthüt kuşundan gelişmiştir. Anne babasının yaşlandığını gören bu kuş, onlara bir yuva yapar, üzerlerine titreyerek onları besler. Gagalarıyla, yaşlı ve yıpranmış tüylerini yolduklarında da bazı bitkiler bularak düzeltmeye çalışır ki rahat yaşayabilsinler. Aç gözlülük: Karakurbağası topraktan beslenir ve daima zayıf kalır. Çünkü hiçbir zaman yeterince yiyemez, topraktan mahrum kalacak diye çok korkar. Leonardo Da Vinci
Olan
Bazı şeyler apaçık vardır. Onsuz yaşanmayan su gibi... Ekmek gibi; toprak gibi!... Birde görülecek şeyler vardır: Tabiatın canlı güzellikleri... Tarihin canlı güzellikleri... Tarihin cansız güzellikleri!... Verilmeyecek şeyler vardır: Üzerinde yaşanan Vatan gibi! Özel bir çok sır gibi! Ya da namus ırz gibi!... Verilecek şeyler de vardır: İyilik neş'e gibi; mutluluk gibi... Ve hele, sevip de sevilmeye susayanlara, gönülden sevgi gibi!.. Unutulacak şeyler de vardır: kin öfke gibi... Acı, üzüntü, keder gibi.kötü yaşanmış olaylar gibi ya da!... Ama en mühimi, unutulmayacak bir şeyler vardır: Yüce Allah, Yüce Din gibi millet gibi, vatan gibi!...
Hüzün. Gönülde hissedilen keder ve burukluk. Mânevi sızı. Gam. Üzüntü. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Aynı mânâdaki hüzn kelimesinden evrilmiştir.
Sayfa 278Kitabı okudu
112 syf.
5/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Türk Edebiyatının ilk otobiyografi romanı olduğunu ve Nazım Hikmete ithaf ettiğini bilerek okuyun. Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler cümlesi geçiyor olması Peyami Safa'nın kendi hayatını en ince ayrıntısına kadar anlatmış olduğunu gösteriyor diyebiliriz. Hüzün, üzüntü, keder satırları...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,4bin okunma
Resim