J: Kediler çok özeldir. O tavırları da o yüzden. (Kıkırdama) Kucağımıza alıp onlarla zihinsel olarak iletişim kurabiliyorduk. Fizikselde bir kediyle konuşmaya çalışsanız size deli gözüyle bakarlar. Ama bizden biriyseniz bunu neden yaptığınızı anlıyorlardı. Biz kediyi tutar ve onunla konuşurduk. Ve ardından birine yardımcı olması için gönderirdik. İşleri bittikten sonra geri gelirler ve bize neler olduğunu anlatırlardı. Sfenks’i bir kedi ya da aslan bedeniyle inşa etmelerinin nedeni bu. Tabii ki kedilerin en harikası aslan. Tapınakta da aslanlarımız vardı. En iyi kedilerimiz onlardı. Ama biliyor musunuz, aslanları insan kalabalığına gönderdiğinizde... (Yüksek sesli kahkahalar)
“Senin tekrar sağlığına kavuşman için çalışacağım kedicik. Ayağını geri getiremem biliyorum ama mutluluğunu geri getirebiliriz, seninle arkadaş olabiliriz. Ailemizin bir parçası neden olmayasın?”
Korkunun ne olduğunu öğrenmiştim artık. Neden korkulacağını da az çok kestirebilecek duruma gelmiştim. Bundan ötürü, bir çeşit korkusuzluk duyuyordum artık içimde.
ÖYLE BİR HİKÂYE
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri:
– Atikali, Atikali! diye bağırdı.
Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
“ Neden bu kadar çok soru var hayatımızda? Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? Neden yalnızlığımızı kelimelerle büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz?”