İlk kez bu tarz bir kitap okudum. Kendine has bir tarzı olan , okuyucuya farklı hisler,duygular uyandıran , farklı açılardan gözlem yaptıran, akıcı bir dil ile yazılmış. 493 sayfadan oluşan konusu içine çeken bir kitap ile karşınıza geldim
İlk önce üç karakterimizin hayatlarını anlatmaya başlıyor kitap. karakterlerimizin isimleri : Görkem ,
İnsanlar arasında yapılan savaş sadece onları etkilemiyor değil mi? Köpekler, kediler, ormanlar ve içinde yaşayan canlılar bizim savaşımızdan ağır yaralar alarak çıkıyor. Haw bir köpeğin gözünden size bir hayvanın dünyasını anlatıyor. Müthiş şeyler anlatmıyor aksine acı şeyler anlatıyor. Çünkü onların hayatını daha zor kılan bizleriz. Sokak köpeği olarak dolaşırken orduya alınıp mayın arama köpeği yapılan Mikasa'nın hüzünlü öyküsü. Bir köpeğin aşkı, hayvan olarak yaşamanın zorlukları ve insanların bencillikleri size sürükleyici bir okuma sağlayacak. Kitapta tek rahatsız olduğum nokta küfürlü ve argo dildi. Bir olayı daha iyi anlatmak için küfür etmek gerekiyor mu? Buna insanlar bizim kültürümüz gerçek hayatta da küfür var diyorlar. Eminim Ruslar da küfür ediyordur ama Dostoyevski bunu kullanmamış. Küfürsüz de bir edebi eser yazmak mümkün. Bizim sadık dostlarımızı ve tüm hayvanları anlamak için okunması gereken eserlerden. Bir şölen olmasa da size çok şey katacağına eminim.
Gecenin Sonuna Yolculuk kitabından
1-İnsan şehvet bakiri olduğu gibi, dehşet bakiri de olabiliyor. (Sayfa:30)
2-Hayatta esas olan hesaplaşabilmektir. Bunu tek başına yapmaktansa, iki kişi yaparsanız daha başarılı olur. (Sayfa:32)
3-İnsanda düş gücü yoksa, ölmek fazla dert değildir, ama varsa da, o zaman ölüm fazlasıyla derttir.