Ne bu kitabı okuduğum zamanın öncesinde, ne de bu kitaptan sonra herhangi bir kitabın karakteriyle bu kadar iç içe oldum. Resmen kafasının içindeydim; acı çektiğinde ben de çekiyor, acıktığında ben de acıkıyor, üzüldüğünde ben de üzülüyordum. Arkasından iş çevrildiğinde aynı tepkiyi veriyor, bir şeyleri başarınca aynı sevinci yaşıyordum. Daha önce hiç bu kadar sürükleyici bir kitap okumamıştım. Yemek yerken elimde, uyumadan önce, bir yere giderken, bir yerden gelirken elimde. Kitap sizi okuyor aslında.
Seri’nin muazzam olması bir kenara bu ilk kitap insanda gerçekten iz bırakıyor. Bir süre okuduğunuz diğer kitaplardan zevk alamıyorsunuz çünkü tadı damağınızda kalıyor. Defalarca dönüp dönüp okuduğumu bilirim. İlk tanışmamızdan tam 11 yıl sonra şu an bile duvarımda bir posteri yerini koruyor. Derler ya kitap okumayı sevmeyen insanlar yanlış kitaplarla karşılaştıkları için sevmezler diye; işte bu kitap çoğu insan için okunacak o doğru kitaplardan.
Wells zamanın ötesine çok azımızın bakacağı bir şekilde bakıyor. Özgün bir bakış açısı. Süslü ve abartılı teknolojilerden ziyade insanlığın evrimsel süreçteki değişimini, yeni insanlığın hayatını, alışkanlıklarını irdeliyor. Ben betimlemeleri biraz uzun buldum, işlenen konuyu da küçük bir alandan daha geniş işleyebilirdi diye düşünüyorum. Her şeye rağmen yazıldığı döneme göre güzel bir kitap.
Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429bin okunma
“Açlıktan ölmek korkunç bir şeydir Goodsir” dedi Stanley. “İnan bana. Londra’da buna şahit oldum. İskorbütten ölmek ise ondan kötüdür. Eğer bu yaratık bizi bu gece öldürürse hepimiz için en iyisi olacak.”