Kahraman Tazeoğlu'na da haber verin, gelip şiir görsün.
I Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi, açlığım; bir deri bir kemik, sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaraylı ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka! geçitlerinde yasaklanmış mevsim hatıralarıyla sana nereden geleyim? Artık her ses içimdeki bir sözün
Kehanet
Gaybdan haber vermenin bir başka türü de kehanettir. Bu işi yapan kişilere kâhin denir. Câhiliye Arapları derin bir araştırmaya dayanan bilgilere sahip olan kişilere de kâhin derlerdi. Dinî literatürde de kâhin denince, gelecekte meydana gelecek olayları bildiğini iddia eden, gizli ve görünmeyen âlemden haberdar olduğunu söyleyen kişilerin genel adı olmuştur. Kehanetin, modern bilimin yeterince gelişmediği, dinî bilginin de eksik kaldığı dönem ve toplumlarda bir hayli yaygın olduğu, bunun da temelinde, yukarıda temas edildiği üzere, insanın bilinmeyene ilgi duyması, gizemli olanı merak etmesi, etrafında olup bitenlerin sebebini kavrama isteyişi gibi bir sâikin yattığı söylenebilir. Ancak İslâm dini Allah’tan başka varlıkların gaybı bileceği ve insanın kaderini etkileyebileceği inancını içeren, neticede tevhid esasını zedeleyen her türlü bâtıl inanış ve yönelişe karşı sert bir tavır almış, bunun için de falcılığı, uğursuz sayma inancını ve kehaneti yasaklamıştır. Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde kehanet yasak edilmekte, kâhinler yerilmekte, onları tasdik edenin Hz. Muhammed’e indirileni inkâr etmiş olacağı (Ebû Dâvûd, “Tıb”, 2; Tirmizî, “Tahâret”, 102; İbn Mâce, “Tahâret”, 122), cennete giremeyeceği (Müsned, III, 14) ve kırk gün namazının kabul edilmeyeceği (Müslim, “Selâm”, 33) ifade edilmektedir. Bu ağır tehdit, fal ve kehanet inancının, falcı ve kâhinlerden yardım istemenin İslâm’ın özüne ve inanç sistemine temelden aykırı olması sebebiyledir. ...
Reklam
Keşke, yalnız bunun için sevseydim seni…
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde gösterisi zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Cemal Süreya - 18 Aralık Şiiri (Sesli Şiir)
18 Aralık 1985'te o salonda Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi? Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler, Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi. Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi 14 Temmuz 1789 akşamı, Louis, Şöyle yazmamış mıydı defterine: 'Bugün kayda değer bir şey yok..' 'Kehanet' adlı kısacık bir şiir buldum Keşke yalnız bunun için sevseydim seni... Şiir : Cemal Süreya Okuyan : Azad Penaber Youtube: youtu.be/mDGAbL47UVs
KIZ KALESİ Denizin kıyısında engin Akdeniz'e bakan Korykos kentinde yaşayan bir kral hep bir kız çocuğu olmasını dilermiş. Uzun yıllar boyunca çocuk hasreti çeken kral sonunda bir kız çocuğa sahip olunca onu kelimenin tam anlamıyla "prensesler gibi" büyütmüş. Kralın kızı bütün bu ilgiye rağmen şımarmaz, yardımseverliği ve güzelliğiyle
DÜŞÜNCE ATÖLYESİ: ( TEVRAT )
🔴NETANYAHU'NUN OKUDUĞU YEŞAYA KEHANETİ ŞUDUR: 👉 “İsrail vatandaşlarını silahlanmaya çağırıyoruz. Biz ışığın insanlarıyız, onlar da karanlığın insanları. İşaya'nın kehanetini gerçekleştireceğiz.” ‌TEVRAT ( YEŞAYA KİTAB'I ) 60 Yeruşalim'in Görkemli Geleceği: 1- “Kalk, parla; Çünkü Işığın geliyor, RAB'bin yüceliği
Reklam
138 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.