Bir kelebek ağrısıydı ,vakit dardı mevsim hicazdı yetişmem gereken bir ölüm kaçmam gereken bir hayat vardı...
Karşıdan gelen adam "sevgilim" değil miydi? Ama neden başka bir kadınla el ele idi?
Reklam
Bir vapur yolculuğunda umudun esiri olmuş tüm insanlar gibi bu şehirde geçinmemi sağlayan iş yerime gidiyordum.
Bu şehirde insanları umuda mahkum eden bir şey vardı. Zengin ve fakir, âlim ve cahil yan yanaydı. Olmak isteyip olamadığına bu kadar yaklaşmak bizi bu şehre bağımlı kılıyordu. "Bir gün...", diyorduk hepimiz, "...bir gün ben de o caddede karşılaştığım zengin, ünlü, yakışıklı, güzel, şanslı, güçlü kişi olacağım." Şehir, her gün bizi hırslarımızın somutlarıyla karşılaştırarak ve onlara yaklaştırarak umut kırıntılarıyla besliyordu.
Deniz havasını içime çekmek ve martıları seyretmek bana her zaman iyi gelirdi. Bir vapurda seyahat ederken gideceğin yeri unutmak... Çevrendeki insanlarla ve o eşsiz manzarayla bütün olmak... Bir an için kim olduğunu bile unutmak... İstanbul'un tümünü içinde taşıyan küçücük bir İstanbul olmak... O tarihlerde bana "İstanbul senin için nedir?" deseler herhalde bu vapur yolculuğunu tarif ederdim.
Mutlulukla keyif arasında fark vardır. Mutluluk sürekli olandır ancak keyiften sonra suçluluk duygusu oluşur. O sabah dün geceki keyiften kalan bir mutsuzlukla uyandım.
Reklam
Özlediğim "Menteş" betimlemelerine başlıyoruz:)
Parmaklarının muzlu gofret zarafeti beni mayıştırıyor.Gri, yeşil ve mavi karışımı, kestane irisi gözlerinde 'patlayan şeker' kıvılcımları.Soyulmuş elmadan yontulmuş bir yüz.Burnunun üstünden geçerek yanaklarını birleştiren çiçek tozu çiller, kanatları açık bir kelebek etkisi uyandırıyor.Saçları, gül şerbetiyle boyanmış kızıl ipek.
Bulmak Şiiri
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
open.spotify.com/episode/5ymEMqM... Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin
“Bir hamamböceği öldürdüğünde kahraman, bir kelebek öldürdüğündeyse şeytan ilan edilirsin. Ahlakın estetik standartları vardır.” Friedrich Nietzsche
Sayfa 42
| Hepimizin hayatında bir 26. kilometre* vardır. 42 kilometrelik maratonların 26. kilometresinde atlet tükenme noktasına gelir. O noktayı aştığınızda maratonu rahat bitirirsiniz. Atletlerin çoğunun yarışı o aşamada bıraktıkları görülmüştür; yarışı tamamlayanlar, o ızdırap dolu kilometreyi aşabilenler.. * Alkış Cengiz, ‘26. Kilometre’.
Sayfa 112 - Elma YayıneviKitabı okudu
Reklam
...hayvansal bitkisel, imgelemle oluşturulabilen veya yaşayan her yol kenarındaki papazın tetikte duran ruhunun çok ötesinde, aynı olmayan her şey kadar aynıdır her şey. İnanmıyor olsam bile, yazıya döktüklerim gerçeğin kendisidir çünkü bu, şapkaya koyduğum bir kelebek gibi benim saptamış olduğum bir yalandır.
Rüzgârda sürüklenen kuru yaprak ve kelebeğin kilosu eşittir ama kelebek hayır demekte direnmektedir. Belki ikisi de sürüklenmektedir ama kelebek hiç değilse sürüklendiği istikameti kendisi seçmektedir. Yapraksa sonsuz bir evetçi, evet deme yeminlisidir.
Sayfa 124 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
"Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş"
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
"Yavaş yavaş ölüyoruz" dedi Kaplumbağa, "Haklısın, ne uzun bir gün." dedi Kelebek".
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı okuyup bitirdiğimde daha en başından beri hatırladığım Binnur Şafak’ın kitaplarının aklıma üşüşmesinin boşuna olmadığını anladım. Aynı küçük punto, bolca betimleme ve nihayetinde soru işaretleri ile biten bir final. Dip Serisinin ilk kitabı, yazarın son sayfadaki notu seri devam ettikçe karakterleri de yeniden göreceğimiz... Şimdi bunu
Kupa Kızı ve Sinek Valesi
Kupa Kızı ve Sinek ValesiZeynep Güverçin · Dokuz Yayınları · 202380 okunma
Resim