Laura Potter −onları oraya getiren “acil iş” ne olursa olsun bekleme zorunluluğuna verip veriştiren− “her kaybolan saniyeye sövüp sayan tez canlı, huysuz, kızgın suratlı insanlar” bulacağını umarak, her çeşit bekleme salonuna ilişkin yaratıcı araştırmasına girişmişti.5 “Anlık tatmin tutkumuz”yüzünden, birçoğumuzun “bekleme yetisini de kaybettiğini” düşünüyordu: “Bekleme”nin kirli bir kelime haline geldiği bir çağda yaşıyoruz. Giderek herhangi bir şey için bekleme zorunluluğunu (olabildiğince) yitirdik ve yeni, favori sıfatımız “hemen” oldu. Artık bir tencere pirinci kaynatmak için on iki dakika bile ayıramıyoruz, bu yüzden zaman kazandırıcı, iki dakikada pişiren mikrodalga modeli yaratıldı. Bay veya Bayan Doğru’nun ortaya çıkmasını bekleyerek canımızı sıkamayız, bu yüzden flörtlere hız veriyoruz… Görünen o ki, zamanla yarıştığımız yaşamlarımızda, yirmi birinci yüzyıl İngilizlerinin artık hiçbir şeyi beklemeye vakti yok.
"Hiç kimse akıl almak istemez, istedikleri sadece teyit edilmektir."
Terapistin Yöntemi nedir? Bu yöntem, birisinin açıklama, onay alma ve düşünce geliştirme çabasıyla söylediği şeyleri benzer cümlelerle kendisine geri aktarmayı içerir. Terapistler söylenen şeylere katılıp katılmadıklarını belirtmezler, sadece daha yüksek bir sesle tekrarlarlar. Hasta terapiste, "Hiç arkadaşım yok" dediğinde, terapist
Reklam
"Öyledir Jacobo, insanın hiçbir zaman hiçbir şey anlatmaması gerekir... ta ki kendisi geçmişe mal oluncaya kadar, hayatının sonuna kadar. Benim sonum seri adımlarla ilerliyor, ısrarla kapıyı çalmaya başladı bile. Zayıflıkla tanışman lazım yavaş yavaş, günün birinde sana da ulaşacak. Bu noktaya vardığında, insanın karar vermesi gerekiyor: Bazı
Sayfa 490 - VII VedaKitabı okudu
Jelibom-82
Her neyse G’nin binlerce olasılığı denedikten sonra vardığı sonuç şu oldu: “Jelibon” kelimesinin rakamsal karşılığı bulması gerektiğini biliyordu. Ama tüm olasılıkları değerlendirmiş sayılmak için önce kelimenin anlamını araştırdı: G’nin araştırmasına göre çağdaş dillerde hiçbir anlamı olmayan kelime, eski bir Latince kitapta dediğine bakılırsa, eski ve garip iki anlama sahipti. Kelime normal olarak okunursa bu “seni seviyorum” anlamına geliyordu ama eğer tersten okunursa, “doğum günün kutlu olsun” anlamını veriyordu.
Sayfa 8 - Yücel Balku
Laura Potter, onları oraya getiren "acil iş" ne olursa olsun bekleme zorunluluğuna verip veriştiren, "her kaybolan saniyeye sövüp sayan tez canlı, huysuz, kızgın suratlı insanlar" bulacağını umarak, her çeşit bekleme salonuna ilişkin yaratıcı araştırmasına girişmişti. "Anlık tatmin tutkumuz" yüzünden, birçoğumuzun "bekleme yetisini kaybettiğini" düşünüyordu: Beklemenin kirli bir kelime haline geldiği bir çağda yaşıyoruz. Giderek herhangi bir şey için bekleme zorunluluğunu (olabildiğince) yitirdik ve yeni, favori sıfatımız "hemen" oldu. Artık bir tencere pirinci kaynatmak için on iki dakika bile ayıramıyoruz, bu yüzden zaman kazandırıcı, iki dakikada pişiren mikrodalga modeli yaratıldı. Bay veya Bayan Doğru'nun ortaya çıkmasını bekleyerek canımızı sıkamayız, bu yüzden flörtlere hız veriyoruz... Görünen o ki, zamanla yarıştığımız yaşamlarımızda, 21. yüzyıl İngilizlerinin artık hiçbir şeyi beklemeye vakti yok.
Sayfa 15 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Terapistin Yöntemini Kullanın
"Hiç kimse akıl almak istemez,istedikleri sadece teyit edilmektir." Bir dahaki sefere, dertli birisiyle karşılaştığınızda Terapistin Yöntemini kullanın, onu problemlerinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine kendisiyle problemlerini konuşun. Terapistin Yöntemi nediry Bu yöntem, birisinin açıklama onay alma ve düşünce geliştirme çabasıyla
Sayfa 45 - BY YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Mutsuz bir insan size içini dökmeye başlarsa ne yaparsımz? Onu rahatlatmaya mı çalışırsınız? Ama, “O kadar da kötü olamaz” ya da “Gel bir de iyi tarafından bak” gibi iyi niyetli sözlerin kendini kötü hisseden birisini yüreklendirmekten çok felce uğratacağını bilmiyor olmayabilirsiniz. Bir dahaki sefere, dertli birisiyle karşılaştığınızda Terapistin Yöntemini kullanın, onu problemlerinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine kendisiyle problemlerini konuşun: Hasta terapiste, “Hiç arkadaşım yok” dediğinde, terapist “Mutlaka en az bir arkadaşınız vardır” diye bir yanıt vermez. Hastanın kendisini daha az yalıtlanmış hissetmesini sağlamak yerine, iyi niyetle de olsa böylesi bir gerçek testine başvurmak, hastada sadece bir azarlanma etkisi yaratır ve hiç kimsenin kendisini anlamadığı düşüncesi daha da pekişir. Terapist, hastasımn kendisini nasıl hissettiğini araştırmasına yardımcı olur. Bunu, söylenenlerin önemini azaltarak değil aynen geri yansıtarak yapar. Yalnızlık çeken hasta örneğinde terapist, “Kendinizi hiç arkadaşınız yokmuş gibi mi hissediyorsunuz?” diyecektir. Hasta heyecanla devam edecektir: “Evet, yüzden fazla kişinin çalıştığı bir büroda görevliyim ve iş dışında hiç kimse benimle bir kelime olsun konuşmuyor. Sanki ben yokmuşum gibi davranıyorlar.”
Dimitri Christakis'in araştırmasına göre çocuklar televizyondan ne kadar ses duyarsa, anne babasından o kadar az ses duyar, daha az kelime kullanır ve karşılıklı konuşma sırasında daha az söz söyler. Çocuğun televizyon seyrederken yalnız olması veya odada bir büyük olması ise bu bulguları değiştirmez. Çocuğun medyayla haşır neşir olduğu her bir saat karşılığında çocuğa ailesi tarafından 500-1000 arası daha az kelime söylenir. Erken yaşta televizyon izleme ile dil ve bilişsel testlerde daha başarısız olma arasındaki bağlantı belki de bundandır.
Sayfa 336 - Kapı Yayınları
Bir dahaki sefere, dertli birisiyle karşılaştığınızda Terapistin Yöntemini kullanın, onu problemlerinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine kendisiyle problemlerini konuşun. Terapistin Yöntemi nedir? Bu yöntem, birisinin açıklama, onay alma ve düşünce geliştirme çabasıyla söylediği şeyleri benzer cümlelerle kendisine geri aktarmayı içerir. Terapistler
Bir dahaki sefere, dertli birisiyle karşılaştığınızda Terapistin Yöntemini kullanın, onu problemlerinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine kendisiyle problemlerini konuşun. Terapistin Yöntemi nedir? Bu yöntem, birisinin açıklama, onay alma ve düşünce geliştirme çabasıyla söylediği şeyleri benzer cümlelerle kendisine geri aktarmayı içerir. Terapistler