-yeter, yeter! sen bana teselli mi veriyorsun, eziyet mi? ben kendimi sende yüzen bir balık gibi hissediyorum. ne yazık ki şu anda sana bakarken gördüğüm o resmi, sana layık kelimelerle betimlemeye kadir değilim. sen benim ne duruma düştüğümü anlamak istemiyorsun. çok müthiş bir durumdayım. daha iyi oldu, bir anda bütün alemin patlaması gerektiğini; ama patlamadığını hissettim. bende aniden zor ve hızlı bir bekleyiş başladı. ne olduğunu anlayamadım, ne istediğimi bilemiyorum? neden uçmadığımızı düşünüyordum, neden kelimeler yerine dillerimizden ateş, ateşten kurşunlar çıkmıyor? o zaman niye yine de iki kişi gibi yan yana oturmuşuz ve diğer normal insanlar gibi mantıklı konuşuyoruz? neden ''tek kişi'' olmuyoruz? neden birbirimizde yok olmuyoruz? birimiz diğerimizde ölmüyoruz? o zaman niye hala birbirimize bakıyoruz? niçin gökyüzü, gece, şehir, hava, araba, renkler ve ışıklar kaybolmuyor ve yerine başka şeyler ortaya çıkmıyor? o zaman öbür dünya nerede? o zaman ruhlar, melekler, gerçeğe dönüşen efsaneler, hayaller, rüyalar nerede? bilmiyorum, velhasıl daha iyi oldum; ama sen anlamadın... bilmiyorum, belki de anladın, belki öylesine bir takım sözler söyledin, cevabımı böyle verdin; belki de senin bu sözlerin sayesinde kendimi daha iyi hissettim... mersi iyi oldum... ama... yine de ızdırap içindeyim... yine dalgalıyım, daha çabuk şehre yetişelim, biraz durum değişsin, yeni şeyler göreyim, beni biraz oyala, neredeyse cinnet geçireceğim, beni kuşatıyor, biraz gafler edince beynimi sıcak bir duman kaplıyor ve nefesim kesiliyor... daha çabuk, şehre gidelim... çabuk beni bir yere yetiştir!
Sayfa 95
210 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Malafa, Hakan Günday’ın okuduğum 3. kitabı. Daha ile Kinyas ve Kayra’yı satın almıştım, açıkçası bir daha Hakan Günday’ın kitaplarına para vermeyi düşünmüyordum, zira yeterince okudum. Fakat kütüphanenin raflarında rastlayıp da elime alınca, kendimi tutamadım ve 3 hakkımdan birini Hakan Günday’dan yana kullandım.: ) Evet, kitabın kapağı, kitabı okudukça gayet uygun düşüyor içeriğine. Kapaktaki sinsi, üçkağıtçı, bir o kadar da güleç erkek tipi; tezgahtaki malları değerinin kat kat üstüne satmak için çenesini ustalıkla kullanan tezgahtar ile birebir uyuşuyor. Ermeni argosu olduğunu öğrendiğim ve alışana kadar oldukça zorlandığım dili ile diğer kitaplarına oranla daha zor okunuyor diyebilirim. Deşalamak, yumoş, tram, meter, ahçik gibi kelimeler kitapta sıkça kullanılıyor. Antalya’da bir kuyumcu, kuyumcudaki tezgahtarlar ve müşterileri turistler ile aralarındaki ilişkiler. Malı satmak için türlü tezgahların döndüğü dükkanlar, turizm acenteleri, rehberler, dükkan sahipleri arasındaki pazarlık ilişkileri, turistlerin gözleri boyanarak bu ilişkileri tamamlamaları, vs… klasik Hakan Günday üslubu ile anlatılmış: Çekinmeden, lafı döndürüp dolaştırmadan, kalabalık yapmadan, allayıp pullamadan, bir yandan tokat atar gibi bir yandansa sever gibi… Genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Yine karşıma çıkarsa başka bir kitabıyla, yine geri çevirmem. Fakat bu tüm kitaplarını okuma hevesi içindeyim anlamını çıkarmasın, yeraltı edebiyatına şimdilik doyduğumu hissediyorum.
Malafa
MalafaHakan Günday · Doğan Kitap · 20174,601 okunma
Reklam
Suretsiz kederler içindeyim Dilim lâl olur , genzime dolar kelimeler Yutkunmak yetmeyecek Bir gün eli kanlı cümleler boğacak beni.
132 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Arkadaslar, bu kitaba formda, kitabdan alinti yapmak haricinde hic kimse incele yazmamis. Dünyanin en akademik en agir kitablarini okudum ama aklim ve duygularim okudugum kitaba karsi hic böyle tepki vermemisti. Yazar adina son yillarda Norvecin cikardigi en güclü yazarlardan diye yazilinca insan ürküyor, kitab hakkinda bir elestiri yapmaya.
Hızlandıkça Azalıyorum
Hızlandıkça AzalıyorumKjersti Skomsvold · Jaguar Kitap · 20151,796 okunma
Hani tam şurda durup bir şeyler söylemek istersin ya kelimeler gelmez dile öyle bir karanlığın içindeyim.
Öylesine korkunç ve adlandırmadığım, ifade edemediğim bir karmaşa içindeyim ki, bu hissi ifade etmeme bildiğim kelimeler yetmediği için yeni, lisanda bulunmayan kelimeler üretmek zorundayım... Zaten, etrafımdaki dünya öylesine değişik, algılamalarım öylesine alışılmamış ve farklı ki, onları ifade edebilmek için sıklıkla yeni, bana özgü, daha doğrusu algılamalarıma özgü kelimeler üretmek veya türetmek zorundayım... Kafamın içi durmamacasına dönüyor... Beynimin, kafamın içinde ters çevrildiğini hissediyorum...
Reklam
Yanlış Çağda yaşamanın stresi içindeyim ÂH!!!!
Ve şu kelimeler döküldü dudaklarımdan, Hakkını Helal Et gençliğim seni yanlış yollarda harcamışım,yanlış insanlara kapılmışım...
115 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.