Kötü Hafizanın Sorumluları
1. Kötü hafizanın birinci sorumlusu, dikkatsizliktir. Düşüncesini yoğunlaştirabilen kişi, konuya konsantre olabilir. Dikkat edilmeden dinlenen bilgiler kuma yazılmış gibidir; hemen silinir. 2. Kötü hafızanın ikinci sorumlusu, özgüven azlığıdır. İnsan beyninde biyolojik bir saat vardir. Eger o saate bilerek ve irade ederek sabah 07.00'de
96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"İnsan çok anlaşılmaz mahluk..."
》Eserlerinde hem İstanbul'un saray ve köşk yaşamındaki bilinmezleri hem de Anadolu'nun derinliklerinde unutulmuş insanı ortak paydada buluşturmayı bilen yazarımız Reşat Nuri yine bana nostaljik bir yolculuk yaptıran bir kitap yazmış.  》İlk kez öykü okudum kendisinden. 1917 yılında kaleme almış. Halit Ziya Uşaklıgil'in eserlerinden
Eski Ahbap
Eski AhbapReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 2000252 okunma
Reklam
Soğuk/Sıcak Kelimeler -1
Doktor: Fransızca kökenlidir. Bu kelime, Latince kökenli bir terim olan “doctor” kelimesinden türetilmiştir. İşte detayları: Doctor: Latince’de “öğretmen” veya “hoca” anlamına gelir. Bu kelime, Latince “docere, doct-” fiilinden türetilmiştir ve “öğretmek” anlamına gelir. Fransızca’da bu kelime “docteur” şeklinde evrilmiştir1. “Doktor” kelimesi günümüzde genellikle tıp fakültesinden mezun olan ve hastaları tedavi eden kişileri tanımlamak için kullanılır. Ayrıca, üniversitede hocalık yapma yetkisine sahip olan akademisyenler için de bu terim kullanılır. Hekim: Ar ḥakīm حكيم [#ḥkm sf.] hikmet sahibi, bilge, filozof, tabip ~ Aram χakīm חכים a.a. < Aram #χkm חכמ bilme → hikmet Tarihte En Eski Kaynak [ ed. Borovkov, Orta Asya'da Bulunmuş Kuran Tefsirinin... (1300 yılından önce) ] Önemli Not: Bu kaynak kayıtlara geçmiş ve bu kelimenin kullanıldığı yazılı ilk kaynaktır. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olabilir. Kelime Kökeni Arapça ḥkm kökünden gelen ḥakīm حكيم "hikmet sahibi, bilge, filozof, tabip" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice aynı anlama gelen χakīm חכים sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice #χkm חכמ "bilme" kökünden türetilmiştir. Doktora değil hekime görünelim.
288 syf.
5/10 puan verdi
Eh işte...
Vaziyet şu ki; kitap akmıyor. Ya aslında bilmeniz gereken en önemli mevzu bu. Yazarımız en başında durumu tarif ediyor, kahramanımızın şablonunu çiziyor, hikaye gelişim aşamasına geliyor ve orada asılı kalıyor. Tabi bir Alman, bir de Hollandalı, düşünün ki dertleri ne olsun. Hegel onu dedi böyle düşündü şöyle yaptı. Acaba biz de öyle düşünüp şöyle yapıp bunu da şöyle mi söylesek. Vagner ne eserler üretmiş öyle. Kelimeler taşıdıkları anlamlari neden tam olarak yüklenemiyor. Gibi ve gibi ve gibi… Enflasyonun %1 puan artmasının kriz yarattığı bir ortamda, dertler de buna benziyor. Bunu da görmüş olduk. Tabi bu yavaşlık bir noktadan sonra beklentisizliğe neden oluyor. Sıfır katman, akmakta zorlanan bir hikaye, derin mi derin felsefe ile birleşince, üzerine ağır depresyonu da ekle; oldu mu sana kusursuz fırtına. Bir yandan da eğer
Sofi'nin Dünyası
Sofi'nin Dünyası
sevmişseniz sizi kendine çekecek bir hikaye. Fakat uyarıyorum öyle bir akış beklemeyin, hikaye bu tarza yakın ve onu çağrıştırıyor. Hani hepsi sonunda, tavsiye edeni de mahcup bırakmayacak bir görüş olarak; “eğer şu sıralar değişik bir şey okumak istiyorsanız…” diye devam eden son derece yuvarlak tavsiyeler var ya, onlardan da veremeyeceğim. Fakat ben okuyacağım diyorsanız; Ne haliniz varsa görün zaten aksi olmayacak. Bana müsaade.
Bütün Ruhlar Günü
Bütün Ruhlar GünüCees Nooteboom · Yapı Kredi Yayınları · 201211 okunma
MARKETLERDEN HELAL GIDA ÜRÜNLERİNİ NASIL SEÇECEĞİZ?
Bugün, ister ülkemizde, ister bir başka İslâm ülkesinde ve isterse herhangi bir gayr-i müslim ülkesinde yaşayan bir Müslüman için marketlerin raflarını dolduran gıda maddeleri önemli bir farklılık arz etmemektedir. Hemen hemen hepsinin etiketlerine bakıldığında "içindekiler" başlığı altında ekseriyetle manalarını bilmediği, kelimeler ve işaretler yer almaktadır...
İletişim diye bir şey yok. Fazla iyimser bir kavram. Hayatı renklendirmek için. Kim bilebilir kimin bir lafı inanarak söylediğini. Ya deliyse konuşan. Ya ne dediğini bilmiyorsa. Ya bir yalancıysa... Bütün bu nedenlerden dolayı Kinyas'la hâlâ anlaşabiliyorduk. Söylenen binlerce kelime arasında hissedilerek telaffuz edilenleri seçip alabiliyorduk çünkü. Hissedilerek söylenenler yalnız gelmezler. Önlerinde ve arkalarında bir sürü anlamsız cümle olur. Önemli olan hepsini elekten geçirip doğru olanları bulmaktır. Geriye sadece hareketler kalır. Davranışlar. Harcanan kelimeler dışında kalan her şeydir, insanlık denilen yaratıklar tarihi. Söylenmeyen her şeydir. Akıllarda uçuşan bütün kavramlardır. Dile getirilemeyen nefretten büyüğü yoktur. Dile getirilemeyen aşk gibisi yoktur.
Reklam
Konfücyüs’a “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” sorusunu sormuşlar. O da: “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa kelimeler düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan saparsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” demiştir
81 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
"Doğuda kadın kafes içinde büyür."
Merhabalaaaar! Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Kadınlar Vaizi" eseri, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, 19. yüzyıl İstanbul'unda geçen bir hikayeyi konu alırken, aynı zamanda toplumdaki kadın-erkek ilişkilerini, gelenekleri ve modernleşmeyi de ele alıyor. Eserin ana karakteri olan Fikret, modern ve özgür fikirli bir kadındır. Fikret, toplumun geleneksel kadın algısına uymamakta ve kendi hayatını yaşamak için mücadele etmektedir. Hikaye boyunca Fikret'in maruz kaldığı zorluklar ve önyargılar, okuru derinden etkilemektedir. Gürpınar, romanda sadece Fikret'in değil, farklı sosyal sınıflardan ve farklı geçmişlerden gelen birçok kadının hikayesini anlatıyor. Bu sayede okur, o dönemde kadınların yaşadığı zorlukları ve ezilmişlikleri daha iyi anlayabiliyor. Romanda, kadın-erkek ilişkilerine dair de önemli eleştiriler yer alıyor. Gürpınar, erkek egemen toplumda kadınların nasıl ikinci plana atıldığını ve hor görüldüğünü ustalıkla tasvir ediyor. "Kadınlar Vaizi", sadece bir roman olmanın ötesinde, toplumda o dönemde var olan kadın algısına dair önemli bir eleştiri sunan bir eserdir. Gürpınar'ın usta kaleminden dökülen kelimeler, okuru düşünmeye ve sorgulamaya teşvik ediyor. Bu eseri okumanızı ve toplumda o dönemde var olan kadın algısına dair önemli bir eleştiriye tanıklık etmenizi kesinlikle tavsiye ederim. •Ama dünyadır bu. Kendinde olmayan değerlerle şöhret kazanmış ne insanlar var. Sayfa 1 •Ben ne kadar aşkı özleyen biriysem o kadar da müşkülpesent ve mağrur bir kızım. Sayfa 6 •Kim, kimi dinleyecek? Sayfa 7
Kadınlar Vaizi
Kadınlar VaiziHüseyin Rahmi Gürpınar · Atlas Yayınevi · 1966299 okunma
Aynı savaş hâlâ devam ediyor.” İçini çekti. “Ve eğer fark etmediysen, hâlâ dikkatimi dağıtıyorsun.” “O halde, baş meleklerden biriydin?” diye mırıldandı Luce. “Elbette.” Daniel acınacak haldeydi, duraksıyor ve sonra tekrar konuşmaya başladığında kelimeler ağzından güçlükle çıkıyor gibi görünüyordu. “En yüksek kademelerden birinden düştüm.” Elbette. Bu kadar büyük bir anlaşmazlık çıkardığına göre Daniel Cennet’te önemli bir yere sahip olmalıydı.
Sayfa 33
392 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Bir Garip Orhan Veli
‘‘Ölünce biz de iyi adam oluruz; Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, Hepsini unuturuz.’’ Kitapta bende iz bırakan Orhan Veli dizeleri bunlar oldu. O yüzden yazmaya da ‘‘Ölüme Yakın’’ şiirinden bir alıntıyla başlamak istedim. Orhan Veli belki yaşarken de iyi insandı, çok seviliyordu ama o garipliği, anama duyurmayın dediği mahzunluğu; tarifsiz
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleri
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleriTolga Aydoğan · Yapı Kredi Yayınları · 20237 okunma
Reklam
Hayatta biriktirdiğim …
Dilden çıkanlar konuşulanlar neden önemli? Kelimelerin hayat bulma durumu var.. Kelimenin hay olma durumu değiştik.. Kelime ağızdan çıkınca bir ok gibidir yerini bulmadan sonu olmaz.. Bundan dolayıdır ki ya sus ya doğruyu söyle… Ve en güzel Doğru Dua dır En çirkin söz ise Bedduadır yerini bulmayanlar geri döner dedik… Duanın dönmesi ve Bedduanın
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ah Bu Kitap Beni Benden Aldı...
Kitabın arkasına ne güzel yazmışlar " Vicdanlara seslenen bir hikaye " diye. O kadar doğru ki. Evet , kitap bitti ama ben de bittim. Sonunda öyle bir ağladım ki ve inanır mısınız bu benim ağladığım ilk kitap... Belki daha çok gencim ve birçok önemli eseri okumadım ama çok çabuk duygulanan biri olarak söyleyebilirim ki bu kitap en duygusuz insanı bile ağlatır. İçim içime sığmıyor sanki... O kadar donuk bir ifadeyle yazıyorum ki bu cümleleri... Ne desem boş ne düşünsem gereksiz. Ölümden başka çare var mı ki? Neden sadece kitaplardan , şarkılardan , dizilerden ya da filmlerden anlıyoruz bu gerçeği? Ah , biz neden hayatımıza dahil edemiyoruz bu cümleyi. Belki bir kitap incelemesi değil ama bu cümleler ilerleyen yıllarda geçmişe dönüp baktığımda ne hissettiğimi anlamam için , bu cümleler bir kızın hikâyesine ortak olmanın verdiği o huzur ve acı için , bu cümleler eli kolu bağlı bir insanın yapabildiği en fazla şey olduğu için kuruldular. " Kelimelerden hem nefret ediyorum hem de çok seviyorum " derken ne kadar haklıymışsın Liesel Meminger... Kelimeler içimizden gelenler ama karşımızdakiler anlamadıkça geri dönenler... Her zaman bu kitabı , Liesel'i , Hans ve Rosa'yı , Rudy'yi , Max'i ve Ilsa Herman'ı hatırlayacağıma söz veriyorum. Savaşları durduramam ama iyi bir eğitim almış biri olarak en azından savaşı başlatan o cahillerden biri olmamayı seçebilirim...
Kitap Hırsızı
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Yayınları · 202112,5bin okunma
Resim