İkiyüz yıldan beri, yani Fransız ihtilalinden bu yana batının hemen her ülkesi hemen her alanda (sanayi, iktisadi, siyasi) üst üste gelen ihtilaller, inkılaplar geçirmiştir. Gelen her yeni ihtilal ve inkılap o ülkenin insanından eski geleneğini bırakıp yeni alışkanlıklar edinmesini istemiştir. Yeni düzene eski alışkanlıklar dolayısıyla uyumakta güçlük çeken ve sırf bu nedenle karşı koyan kimse tutucu olarak görülmüş ve kınamıştır.