Bir şeyin haberi ile kendisi arasındaki mesafenin geniş bir uçurum olduğunu sanırdı oysa. Kelimelerin içindeyken yaşadığının ne olduğunu anlamamış. gece boyunca dövüştüğünün kim olduğunu gün ayınca anladı Maddesi vardı kelimenin ama bu dehşetin adı yoktu. Onu hangi kelime ile adlandırsa ya aşınmış oluyordu ya bir yanından eksik kalıyordu. Yeni bir kelime icat etmek gerekliydi şimdi, ona da yazıcı kölenin gücü yoktu. Kelime de kalp gibi kendini onarmıyordu. Onun başına geldi, ben kelimesini bulamıyorumdu.
Sayfa 322Kitabı okudu
_Nevroz, anormalliktir.
_Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır.
_Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir.
_Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür.
_Anormal davranan herkes
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
"Bab-ı Ali baskını" diye bilenen hükümet darbesi, planlanışı ve uygulanışı açısından aklın alamayacağı ölçüde cüretkar, adeta bir macera diye adlandırabilecek bir girişimdir.
Eğer günümüzün en gelişmiş bilgisayarlarını kullanarak darbenin başarı şansını ölçmeye kalksaydık, her halde başarı oranı yüzde bir bile olamazdı. Kelimenin tam anlamıyla iki elin parmağını geçmeyecek sayıdaki cesur ve idealist adam bir imkansızı başarmış, yirminci yüzyıl Türk siyasi tarihinin en önemli başarılarından birine imza atmıştır. Talat Bey'in örgütçülüğü, Ömer Naci'nin kitleleri gayelana getirmesi, Enver Bey'in cesareti, Yakup Cemil'in akıllara durgunluk veren eylemi belki de darbenin başarılmasında olmazsa olmaz unsurlarıdır. Dahası Teşkilat'ın militan gücü olmasaydı bunlar başarılabilir miydi? Elbette ki hayır.
Sayfa 92 - PDFKitabı okudu
Memleketimizdeki yükseköğrenim kurumlarından birine yolu düşen herkes, devletimizin bu ilim ve irfan yuvalarının üstüne nasıl titrediğini, kapıya yığdığı özel güvenlik, polis gücü çevik kuvvet ve hatta jandarmalara bakarak kolayca anlayabilir. Serbest düşüncenin kalesi üniversite, ülkemizde kelimenin tam anlamıyla kale gibi korunmaktadır yani.
Sayfa 31Kitabı okudu
