Şeb-i Mirac'da simasını seyretti diye, Kapanır yerlere gök, secde-i şükran olarak! (Gök, Mirac gecesinde Fahr-i Kainat Efendimiz'in nur yüzünü seyrettiği için şükür secdesi olarak yerlere kapanır.) ~Kemal Edip Kürkçüoğlu
Sayfa 180
Der Na't-ı Sultanü'l Enbiya
Ebediyyen sevecek can O'nu canan olarak, Şart-ı peyman olarak, huccet-i iman olarak, Tanırım ben Hazret-i Fahrurrusül'ü, Gönül iklimine şahinşeh-i zişan olarak, Yeter ayetleri Kur'an'ın, eğer lazımsa, Rİf'at-i zatinin i'lamına burhan olarak, Öyle bir menba-ı ihsan-u keremdir ki, O'na, Katre halinde giden gelmede umman olarak.. Kemal Edip Kürkçüoğlu
Reklam
“Can ile hem cahan menem, dehrile hem zaman menem, Gör bu latifeyi ki, men dehr-ü zamane sığmazam”
İnsanın bir yandan kâinatın varlığının, öte yandan kendi varlığının şuuruna varması, onun zaruri olarak kendi varlığının ve kâinatın varlığının sebebinin ne olduğu, neden bir dünyanın ve neden bir benin var olduğu sorusuna götürür. İşte, bu noktada âlemin düzenini yaratan ve idare eden bir tanrı kavramı ortaya çıkar. Böylece insan, insanlaşma akdi ile tabiatın üstüne yükselirken aynı zamanda kendi varlığının üstünde birtakım tasavvurlara da sahip olur. İnsandaki bu asli davranışın en açık kanıtı dindir. Şu hâlde, âlemin menşe ve yapısının insanın kendi mana ve mahiyetinin ne olduğu sorusu ilk cevabını dinde, dinin mitoslarında bulur. Böylece din, bu meseleler üzerine düşünmede felsefeden daha önce gelir. Yalnız, dinî inançların kökleri insan varlığının çok derinlerine uzanır ve şuur altında kaynağını bulur. Felsefe ise daha fazla düşüncenin meyvesidir.
Büyüyen Ay
"Yâ Rab ne sihr ider şu perî-şekl ü şîve kim, Zencîr-i ca'd-i zülfine dîvâneyem yine?"
Șeb-i Mîraç'ta sîmâsını seyretti diye, Kapanır yerlere gök, secde-i şükrân olarak! Kemal Edip Kürkçüoğlu
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Gönlüme hîç senden özge nesne lâyık görmedim. Sûretim aklım ukûlüm cism ü cânım merhabâ. Geldi yârım nâs ile sordu Nesîmî neçesin. Merhabâ hoş geldin ey rûh-i revânım merhabâ.
Mekansuz oldı Nesimi, mekanı yohdur anın; Mekana sığmayan ol bi-mekan mekanı n’ider?
İki Cihan Serveri’nin Mirac’a çıkışı ile göklerin yaşadığı şevk ve heyecanı şâir Kemal Edip Kürkçüoğlu ne güzel ifade eder: Şeb- i Mirac’da simâsını seyretti diye, Kapanır yerlere gök, secde-i şükran olarak! ( Gök, Mirac gecesinde Fahr-i Kainat Efendimiz’in nur yüzünü seyrettiği için şükür secdesi olarak yerlere kapanır. )
Reklam
"Gönlüme hîç senden özge nesne lâyık görmedim Sûretim aklım ukûlüm cism ü cânım merhabâ"
Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
288 syf.
4/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İslamcı yazarlardan İslam tarihi
Bir İslamcının kaleminden İslam tarihini okumak çok sıkıcı bir durum ama abartıları görmek içinde bu tür kaynakları okumak gerektiği düşüncesindeyim. Tarafgirlik bazı İslami yazarların aklını Arap dilinin melodik yapısına ipotek etmiş. Örneğin Muhammed eşlerinden Safiye'nin kocası ve kardeşini öldürdükten sonra kadınla aynı gün gerdeğe gitmiştir. Kadının adı Zeynep iken kişiye özel anlamında Safiye adını vermiştir. Kitap içinde bu konuya detaylı olarak değinilmemiş. Ama bunun yanında Muhammed'in Safiye'ye Müslüman olmayı teklif ettiğini ve kadının da kabul ettiğini büyük bir gururla anlatılmaktadır. Her şeyi elinden alınmış bir kadının başka bir seçeneği var mı? Özellikle İslam için kapanan kadınlara soruyorum. Bunun yanında kadın ömrü boyunca ağlamış ve adı ağlayan kadına çıkmıştır. Bu yüzden İslam tarihini cesurca yazan onur ve haysiyet sahibi İslamcı yazarlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
İslam Tarihi
İslam TarihiKemal Edib Kürkçüoğlu · Büyüyenay Yayınları · 20173 okunma
"Şikayet etmem asla, çünkü memnunum halimden. Cihanın şüphe yok bî-sûd olur, hurşid-i rahşanı Karanlıklar çökünce her yana hüzn ü melalimden. Yaşarsam bilmesin âlem, ölürsem duymasın dünya. Haberdâr olmasın kimse, Kemâl'imden zevalimden."
"Merhabâ hoş geldin ey rûh-i revânım merhabâ Ey şeker-leb yâr-ı şirîn lâ-mekânım merhabâ"
Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.