Okumak Ve Tüketmek-1
Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
''Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.''(s.611)
İlk sayfalarını, yazarın bizi içine aldığı yörenin toprağını, havasını, suyunu, kuşunu, çakalını anlatması ve esen rüzgarlardan bize nergis kokularını göndermesini saymazsak, bu kitap ilk 2 kitaptan farklıydı. Hem de başından sonuna
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 27. kitap oldu. H.G.Wells'in ise daha önce üç kitabını okumuştum ve hepsini ayrı ayrı çok beğenmiştim. Bu kitap da diğerleri gibi muhteşemdi. Açıkçası hangi kitabını daha çok beğendin diye sorsanız, ne cevap veririm bilemiyorum. Benim için çok zor bir soru olur. En iyisi siz hepsini okuyup kendi
Bir Tarafta Tarihi yazan ve günümüzü şekillendiren Mustafa Kemal, bir diğer tarafta ise Devleti yönetmek yerine, ülkeyi beceriksizce işgal ettiren ve tüm ciddi uyarılara rağmen susup, yabancı devletlerin emri altına girenler var… Hatta ve hatta işgal devletleri ile aynı çizgide yürüyenler var...
Tarihe bakışınız nasıldır ya da ne yöndedir
> Avrupa tarihinde başka hiçbir ülke, Almanya kadar kitaba ve makaleye konu olmamıştır diye düşünüyorum. Zaman içerisinde Nazizmin ya da Nazi döneminin saklı kalan bazı sırları ve nispeten küçük özelliklerinin yeni keşif haberlerini duymak kesinlikle olası mümkündür.
> 2014 yılının sonlarına doğru İngiltere’de eğitim gören genç Alman bilim