Hikemi Ataiyye de der ki; Vermemesinin seni üzmesi, Allah'ın bununla muradını anlamadığındandır. Veya Vermediğinin hikmetini anlama kapısını sana açmışsa,esirgemesi, vermenin ta kendisi olur.
Süfyan-ı Sevrî der ki, “İhsan, sana kötülük yapana iyilik yapmandır. İyiliğe iyilik bir alışverişten ibarettir.”
Reklam
Sadettin Ökten & Kemal Sayar radyo probramından
Şükür: şükran, minnettarlık, hayatla ilgili takdir hisleri. iyiliği takdir etmek, bize iyiliğin nereden geldiğini bilmek, iyilik edene minnettar olmak, bizi bilinçli bir canlı olarak yaratan rabbimize şükran duymak, tevazu içinde kendi benliğimizi geriye çekerek daha büyük bütünün zerresi olduğumuzu bilmek demek.. bize sunulduğu için kendimizi iyi hissetmemiz gereken o kadar çok şey var ki.. görmediğimiz zaman cennetimizi cehenneme çeviriyoruz, şikayetleri görüyor güzellikleri sahip olduklarımıza olumlu duygular beslemiyoruz. minnet olursa kendimize daha çok itimat ediyoruz, zor tepeleri daha kolay aşıyoruz, kainata bambaşka gözle bakmış oluyoruz. 'şükür nimeti değil, nimeti vereni görmektir' der İmam ı Şibli
Hayati İnanç Tanıma Etkinliği
gzt.com/roportaj/medine... Hayâti İnanç, kendi ağzından... :)) Medine pazarından satın alınmış bir köledir benim dedem... Kendine has gülümsemesi, ezberden okuduğu beyitler, gençlerle yaptığı sohbetler… :)) Hayati İnanç, Denizli’nin en küçük ilçesinde başlayan hayat
Mutluluğun bir anlamının olması için, mutsuzlu ğun da olması gerek. Cesur Yeni Dünya'da Aldous Hux ley her şeyin kolaydan tatmin edildiği bir dünya resmi çizer. Bu dünyada evrensel mutluluk, dikkatin hakikat ve güzellikten rahatlığa kaydırılmasıyla elde edilmiş tir. Sanat ve bilim artık mümkün değildir, zira onlar beceri, gayret ve hayal kırıklığı içermektedir. "Ben rahat istemiyorum. Ben Tanrı'yı istiyorum, şiiri istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum, günah istiyorum!" der isyancı. "Aslında sen mutsuz olma hakkını geri istiyorsun," der kontrol eden. Mutsuz olma hakkıdır ki, bize gerçek mânâda mutluluğu verir. Bir yol daha var. O da bu fare yarışından çekilmek. Daha az tüketmek, daha az istemek, küçük şeylerle ye tinmeyi bilmek. Otların daha yeşil bittiği bir yer varsa eğer, gözünü oralara çevirmemek. Kendi içini büyüte bilmek. İnsanı aziz bilmek, hayatı aziz bilmek. İnsanı aziz bilmek, bu dünyanın cennetidir. Sokak takinden, "göbeğini kaşıyan adamdan" hikâyelerini dinleyebilirsek eğer, onların da sımsıcak bir iç dünya ya sahip olduklarını, bazı şeylere üzülüp bazı şeylere sevindiklerini fark edeceğiz. Alışveriş ettiğimiz esnafla hoşbeş edebilmek, mesai arkadaşlarımızla dost olmak, komşuların evine girebilmek, sokağa çıktığımızda se lamlaşabilmek... İnsana değer vermeyi bilirsek, mutlu luk kelebeği sessizce omuzlarımıza konuverecek.
Teslimiyette acı ve zayıflık yoktur. "Denize vardığında, akarsuyu düşünme" diyor bilge.  Her şeyin bir sahibi var ve o bize merhamet ediyor, işte bunu bilmenin kudretidir teslimiyet. Bir gül gibi, sadece zamanı geldiğinde yapraklarını açar hayat. Her durumu kontrol edemediğimizi, her savaşı kazanamadığımızı fark ettiğimizde tevekkül ve teslimiyet sökün eder. Dalganın aktığı yönde akmak. Kader atının dizginlerinin elimizde olmadığını bilmek.  "Niçin oldu?" diye sormak yerine,"Ne oldu ve bu bana ne öğretiyor?" demek. Ben bilmiyorum, ben bilme makamında değilim artık, Allah biliyor. Bildiğimizi sandığımız zamanlar bir yanılsamadan ibaretti. Hiçbir zaman tam olarak bilmedik ve bilemeyeceğiz. "Kaderin üzerinde bir kader vardır."Teslimiyet ruhumuzu gaybın bağışlarına açmaktır. ‘Ümitsiz hastalıkların, mukadder felaketlerin son bir ilacı vardır; tahammül ve tevekkül. Elemlerde bir gizli şefkat var gibidir. Şikâyet etmeyenlere, kendilerini güler yüzle karşılayanlara daha az zalim olurlar,"der Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu adlı romanında. Değiştirilemeyeni değiştirmek istiyorsan, kontrol odasından çıkmak istiyorsan, hayat akmıyor ve ruhun itminan bulmuyorsa teslim ol. Gizli bir el, sen geriye çekilip sırtını duvara yasladığında, bakarsın hayatı onarır. Bazı hakikatler var ki onları saf zihinle kavramaya çalıştığımızda, uzaklaştırmış oluruz. O yüzden, "Kalbin aklın bilemeyeceği sebepleri vardır."
Reklam
340 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.