Bu sevgide, candan yakınlığı vardı.
* Kâmil Bey, bekârlığında, aşkı, geçici ilintilerle hiç karıştırmamış olduğu için, Nermin’i, yıpranmamış yüreğinin var gücüyle sevmişti. *
Sayfa 30 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bir memlekette halkın kahraman anlayışı eşkıyadan yukarı çıkmamışsa, o memlekette insanların çoğunluğu soyguna biraz yatkın demektir.
Sayfa 417Kitabı okudu
Reklam
Yukarda, Sarıkamış’ta “bismillah” demeye vakit bulamadan, doksan bin kişilik koca bir orduyu kaybeden Osmanlı İmparatorluğu, biraz aşağıda, Kutul-Ammare’de İngilizleri bozup çevirip generaller esir almış, biraz daha beride Tih çölünü aşıp Süveyş Kanalı’na sarılmayı başarmıştı.
Sayfa 18 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kâmil Bey, Abdülhamit’in Vezirlerinden Selim Paşa’nın tek çocuğuydu.
Ruh gücünün, soyluluğunun, bilgisinin olağan sonucu saydığı soğukkanlılığını da çocukluğundan beri korumaya çalışmış, en tehlikeli durumlarda telaşını bastırıp kimseden yardım istememeye kendisini alıştırmıştı.
Sayfa 10 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Duygululukta saldıran sulusepken romanlar, kara sefaleti,korkunç insan bahtını, uzun maceralarla -- o kadar uzun ki,hiçbir uyuşuk tembel okuyucu, onu aşıp gerçeğe erişememeli -- gerçek hayattan bizi uzaklaştırmalı... Böylece sulu romantizm insanları, kendi gerçeklerinden ve çevrelerinin gerçeklerinden alıp kaçıran en büyük aptallığa götürür. Bu romanların belli başlı hileleri,müstesna vakalara dayanarak bir durumu bütün bir toplum şartı tayin edermiş gibi sahtecilikle idealize etmesidir.
Stendhal, "Beni 100 yıl sonra okuyacaklar, " derken, benim büyük romancı olduğumu yüz yıl sonra anlayacaklar demek istemedi.Bu millet ancak yüz yıl sonra gerçeği işe yarar sayacak,kullanış değerini ancak o zaman idrak edebilecek dedi.
Reklam
Millet soluğunu kesip beklerken, yeni padişahın, gündüz gözüne ortaya çıkıp bir ferman okuduğu duyuldu. Bu fermana göre, bildiğimiz gâvur tayfası hâşa sümme hâşa Müslümanla bir oluyor. Sanki âhir zaman peygamberi hiç gelmemiş de Müslümanlık bunca zamandır dünyayı tutmamış gibisine... "Hey oğul! 'Gayrı, gâvura domuz gâvur, Yahudiye, rezil çıfıt, Ermeniye din düşmanı diye bağırmak yok!' diyeyim de sen anla!"
Kendi değerimizdekilerin ya da kendimizden üstün olanların pisliğini neden pislik saymıyoruz? Biz ancak kendimizden aşağı gördüklerimizin pisliklerinden iğreniyoruz.
Sayfa 124 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.