Bir milletin kadınları,
erkeklerle aynı safta dövüşe girerlerse ,
O milleti yenmek hiç mümkün olur mu?
Hangi millette erkekler, kadın yardımını küçük görmüşlerse,
o memleket mahvolmuştur.
esir şehir üçlemesi'nin üçüncü ve son kitabı olup, ilk kitaptan beri aklımda kalan soru işaretini cevaplandıran roman.
-spoiler-
kurgu başarılı, samimi ve gerçekçiyken kamil bey'in kuvayi milliyeci olma hızı içimde hep bir boşluk oluşturdu. düşünce altyapısı henüz yeterli değildi. evet esir bir şehirde olmaktan rahatsızlık duyuyor ama
"Her şeye rağmen hâlâ göçlerini sürdüren Sarıkeçili yörüklerinin desteklenmesi, tanıtılması gerekir. Hele de yurtdışından hayvan ithal etmeye başladığımız bu günlerde. Dedemden biliyorum ki; yörükler bu dağların, bu tabiatın bekçileridir. Ormana zarar veriyor diye yasaklanan keçilerin bile aslında ormana yararı olduğu ortaya çıktı. Yörüklüğün tekrar yaygınlaşması, orman yangınları için en iyi erken uyarı sistemidir. Yörükler sadece tabiatın değil bu vatanın da bekçileridir. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk'ün sözü de bunu vurgulamaktadır: “Arkadaşlar! Gidip Toros Dağlarına bakınız; eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” "
Sayfa 257 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu