O'na göre, Türk yurttaşı önce kendi ulusunun varlığı ve mutluluğu için çalışmalı; ama aynı zamanda, başka ulusların barış içinde gelişmesinden de yana olmalıydı. "Yurtta barış, dünyada barış" sözü Kemalist ulusçuluğun özünü iyi yansıtıyordu.
Mustafa Kemal sadece özgürlüklerden ve demokratik muhalefetten yana değildi; aynı zamanda "yargı bağımsızlığı"nı da savunuyordu. "Yargısı bağımsız olmayan bir devletin kendi bağımsızlığı tartışılır" diyordu. Böyle bir düşüncenin, bir diktatör tarafından savunulmasına olanak var mıdır?
Bu topluma kötülük edenler laiklik yanlıları değil, laikliği “dinsizlik” olarak karalayanlardır. “Din ve vicdan özgürlüğü” maskesi altında, başkalarının inançları üzerinde baskı kurmaya çalışanlardır.