Kemalizm'i bu topluma kazandırdıklarını yitirmek istemiyorsak kabuklarımızdan çıkmak zorundayız.
Sayfa 106 - Kırmızı KediKitabı okudu
ATATÜRK ülkü ateşiyle yanan ve bir avuç arkadaşı bularak Türk Bağımsızlığını ve özgürlüğünü, Türk şeref ve haysiyetini çiğnenmekten; vatanı parçalanmak-tan kurtardı. Aynı imanlı ve ülkücü arkadaşları ile Devrimleri yaptı; gençliğe, Türk Silâhlı Kuvvetlerine ve öğretmenlere emanet etti. Hiç bir zaman din düşmanı olmadı; din simsarlarının, cahil yobazların, devlet ve milleti yıkan medrese ve tekkelerin şeyh, dede, baba, derviş gibi menhus ve mendebur insanların düşmanı oldu. Vatanı imar edip, milleti refah ve saadete ulaştırmayı, millî kültürü muasır medeniyetin üstüne çıkarmayı hedef tuttu. Ondan bu mukaddes emanetleri teslim alan gençler, Türk Süâhlı Kuvvetleri ve öğretmenlerle, inanıp iman etmiş diğer aydınlar, ATATüRK'ün bu mukaddes ülküsünü şerefli bir sancak gibi elden ele ve nesilden neaile götürmeyi ve her gün yeni bir medenî hamle yaparak Kemalizm'in ışığı ile, cahil kalmış milletin beynine giren hurafeleri temizlemeyi, kafasının içi bomboş, din simsarı mutaassıp yobazı yok etmeyi bir şeref, bir vatan, bir milliyet, bir hürriyet ve bir namus borcu bilmek mecburiyetindedir.
Sayfa 17 - PDFKitabı okudu
Reklam
SEN ADAY OLMA! OL-MA. OLLLMAAAA!!!
En iyi seçim, halkın eğilimlerini en iyi yansıtan seçim­dir. Bunun ilk koşulu ise, halkın önüne, onun seçmek is­tediği adaylarla çıkmaktır. Yoksa bazı adayları seçmeye, onu zorlamak değildir.
Sayfa 305 - PDFKitabı okudu
Kemalist “halkçılık”, toplumun en yoksul ve en eğitimsiz kesimini güçlendirmek, toplumsal dayanışmayı sağlamak istiyordu.
Atatürk şöyle diyordu: "Bu memleketin asıl sahibi, toplumumuzun esas unsuru olan köylüdür. İşte köylüdür ki, bugüne kadar eğilim ışığından yoksun bırakılmıştır. Takip edeceğimiz eğitim siyasetinin temeli evvela mevcut cahilliği yok etmektir. Bütün köylüye okumak, yazmak ve vatanını, milletini, dinini, dünyasını tanıtacak kadar coğrafi, dini ve ahlaki bilgi vermek ve dört işlemi öğretmek, eğitim programımızın ilk hedefidir."
Sayfa 51
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Why didn't Anıtkabir become a mausoleum? Because a tomb cannot be designed like a temple. The architecture of death nevertheless requires humility. You can feel this even in the tomb of Suleiman the Magnificent, who was the sultan of the world in his time. If a building based on Turkish architecture was built for Mustafa Kemal, it would of course be a national monument. But there was a very important reason to avoid this national structure: The tomb reminds of Islam! This would not comply with the secularism of the rulers of that time. But they did not hesitate to copy a pagan Greek temple! There is a word heard almost exclusively on November 10th: "Mausoleum". Along with his houses, farm, mansion, weapons and clothes, Atatürk also has a "mausoleum". . . The fact that the word is used once a year shows that there is no before or after for us. In fact, “mausoleum” or more accurately “mausoleum” is a word that is foreign to our culture, but is thousands of years old. This is how the mausoleum built in Halicarnassus in ancient times for Mausolos, the satrap of Caria, by his wife Artemisia, is commemorated as such.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.