ATATÜRK KEMALİZM DİNİNE İNANIR MIYDI? Geçen yıl vefat eden ünlü romancımız Mehmet Niyazi’nin Varolmak Kavgası romanının başında şöyle bir ibare vardır: “Canım sıkıldığı için yazdım”. Canımız sıkılmasa, gidişata itirazı gerekli görmesek, “isyan ahlâkı”ndan haberdar olmasak, yazmak oyun ve eğlence olurdu. Atatürk’ün veya başka bir devlet
D. Mehmet Doğan: ‘Kemalizm Türk’ün dinidir’ Dün (10 Kasım) olup bitenlere bakarak bunu söylemeden kendimi alamadım! Aslında bu söz bana ait değil… Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğünün ilk baskısında (1945) “din” maddesinde yer alan bir cümledir bu. Gerçi “mecaz” olduğu belirtilmiştir, ama düne bakarak “bunun neresi mecaz, kesin gerçek” demek
Reklam
Hasan Cemal Erdoğan'a karşı, Atatürk'ün yanında! Erdoğan'a karşı Atatürk'ün yanındayım! Çünkü, Erdoğan'ın yüzü Batı'ya değil Doğu'ya dönük. Çünkü Erdoğan, Cumhuriyet'in laik olanını da, demokratik olanını da sevmiyor. Kadın-erkek eşitliği denince fena oluyor. Eğitimi İslamileştiriyor. Eğitimden 'eleştirel düşünce'yi siliyor. Eğitimi imam
Yusuf Kaplan Türklerle Kürtlerin tarihle imtihanı, tarihî sınavı Türklerle Kürtler, Müslümanlık’ta buluştular, kardeş oldular. Ve tarihi birlikte yazdılar. Birlikte, omuz omuza, İslâm’ın bayraktarlığını yapma, hakikat sancağını yere düşürmeme yolculuğuna çıktılar ve tarihin akışını değiştirdiler. Sadece İslâm tarihinin değil, dünya tarihinin
"İSLÂM, MUHAFAZAKÂRLIĞIN İÇİNE GİRMEZ..."
- "... Dindarlık kavramı post modernitenin lügatinde yoktur. Modern dönemde biz üç kavramla karşı karşıya kaldık. Bunlar, liberalizm, muhafazakârlık ve sosyalizmdir. Şimdi sosyalizm gitti ve yerine muhafazakârlık ve liberalizm kaldı. Sosyal bilimlerin dünyası bu ikisi üzerine kuruluyor. Dindarlık muhafazakârlığın izinde bir unsurdur kendi başına bir şey değildir. Müslümanların muhafazakârlığı bu kadar çabuk benimsemeleri de benim çok garibime gitti. Bu da yanlıştır. İslam, muhafazakârlığın içine girmez çünkü bu kavram batıda oluşmuştur. Postmodern siyaset kültürü her şeyi değişime zorluyor. Bugün klasik anlamda laiklik ve klasik anlamda emperyalizm değişiyor. Bugün Kemalistlerin dediği laikliğin yaşama şansı yoktur. Türkiye artık post-Kemalist dönemi tartışıyor ve bugün yapılan tartışmalar bu post-Kemalizm sonrasının nasıl olacağı üzerine yapılıyor. Ama maalesef İslâmî anlayışımız da değişiyor. Bizi bu değişime zorlayan politik kültür üzerine de kafa yormamız gerekiyor..." (Abdurrahman Arslan'la mülakat -Milli Gazete, 11 Nisan 2010)
Abdurrahman Dilipak The Family Amerikalı Evanjeliklerle masaya oturanlar, ister siyasetçi, ister diplomat, ister asker, ister tüccar, akademisyen, STK temsilcisi olsunlar, önce kiminle masaya oturduklarını bilmeleri gerekir. Kimilerine göre, karşılarındaki, “insan kılıklı bir Şeytan”dan başka birisi değildir. Onlar ise kendilerini “Tanrının
Reklam
48 öğeden 51 ile 48 arasındakiler gösteriliyor.