Nedir bu aşağılık duygusu ?Türk yaşama yolunu bulamayacak mısınız?Ne Mutlu Türk'üm diyene! benim en anlamlı çığlığımdır.
Sayfa 150 - TelgrafhaneKitabı okudu
Enver Paşa dağda gezerken :)
Bizim hesabımız kısa Bir iki üç hürriyet Ya verirsin insanca Ya alırız bütün millet!
Sayfa 97 - TelgrafhaneKitabı okudu
Reklam
Kendime umut aradım yeniden. Açtım Tevfik Fikret okudum.Millet şarkısını okudum.
Sayfa 96 - TelgrafhaneKitabı okudu
Bağımsızlık, bir ulusal kişiliktir. Uluslar dünyasında bir ulusun özgürlüğüdür. Birey için tek değer biliyorum ben, özgürlüktür bu ve bu değerin ulusa uygulanması bağımsızlıktır.
Sayfa 143 - Telgrafhane YayınlarıKitabı okudu
Herakleitos'un dediği gibi: "Her gün yenidir güneş."
Sayfa 51 - Telgrafhane YayınlarıKitabı okudu
İnsanoğlu ancak insanlaştıkça özgürleşebilir. Bir ulus da, kendi ulusal özünü korudukça, kendi ulusal kişiliğini buldukça bağımsızlaşabilir.
Sayfa 77 - Telgrafhane YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Sivas kongresinde delegeler açıktan ant içerler: Yurdun ve ulusun mutluluk ve kurtuluşundan başka hiçbir kişisel amaç izlemeyeceğime, İttihat ve Terakki'nin diriltilmesine çalışmayacağıma, var olan siyasal partilerden hiçbirinin siyasal isteklerine yardımcı olmayacağıma Allah'ı tanıklıyarak yemin ederim."
"Kemalizm" Türk Devriminin ve gerçek Atatürkçülerin yol haritasıdır... "Yeni emperyalizmin" tuzaklarına düşmeden ve pusulasız kalmış bir gemi gibi sağa-sola yalpalamadan ulus devletimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkmak isteyenler; içtenlikle "faşizme geçit yok" diye haykıranlar; çağdaşlaşma ve aydınlanmanın yollarının yeniden açılmasına katkıda bulunmak isteyenlerin en başta gelen görevi Kemalizmi anlamak ve anlatmak olmalıdır.
Sayfa 135 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Eğer Kemalist aydınlar uyanık olsalardı örgütlenmiş olsalardı Atatürk'ün halk evleri kalesini vermezlerdi. Köy enstitüleri yıkılırken uyumazlardı. Köylerde okul yapımı durmuştu, utanmadan köy enstitülerinde yetişmiş halk çocuklarına komünist diyorlardı. Susuyorduk. Kimse ne halk evlerini ne enstitüleri ne de laikliği savunuyordu. Halkçılık çarşılarda meydanlarda parti ocaklarında soysuzlaştırılıyordu. Kasaba ağaları Atatürk devletçiliğinden de hınç almaya başladılar. Kasaba kadınları demokrasi adına kara kara giyinmeye başladılar. Anayasa Teşkilatı Esasiye döndü. Tarih kitaplarında İnönü Savaşları kaldırıldı, öğretim birliği bozuldu. Kuran dershaneleri mantarlar gibi çoğaldı. Bütün Kemalist miliiyetçilerine komünist denen günler geldi. Jurnalciler milliyetçi kesildiler. Ve az kalsın Atatürk Cumhuriyet'i de gidiyordu. Atatürkçülüğe ait her şeyi yıkıyorlardı. Ve bütün bunları 27 Mayıs'ta uyumayan nöbette duran bir Sakarya gecesinde gibi tetikte duran Atatürk'ün ordusu kurtardı."
Emperyalizme karşı çıkmış, batı emperyalizmine karşı bir Ulusal Kuruluş Savaşı vermiş Küçük Asyalı bir önderin, batıya yönelmesindeki bu tutkulu (ihtisaslı) isteği karşısında sorulabilir: "Neden?" Nedenini, Mustafa Kemal Atatürk, eylemiyle verir: Ulusal Kurtuluş Savaşı veren bir ulus, özgürlük ve bağımsızlık gibi, aslında batılı olan iki değere varmak için savaşmaktadır. Ortaçağın değerleri değildir özgürlük ve bağımsızlık. Sorun, kökleri Ege bölgesine inen batı uygarlığının değerler dizgesine (değerler sistemine) katılmaktır. Ulusal Kurtuluş Savaşı, aslında, her halk için gecikmiş bir hümanizma demektir.
Sayfa 79 - Telgrafhane YayınlarıKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.