Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
“ŞEHİRLER DEĞİŞİR, SEMTLER DEĞİŞİR, İNSANLAR DEĞİŞİR”
Pınar Sözer Tonga'ya...
Uzun zaman olmuş adam gibi roman okumayalı veya okumayı sevdiğimden dokuz ay gözüme çok göründü herhalde. Bu süreçte elime kitaplar almadım mı? Aldım, ama hiçbirinde en son okuduğum roman olan Serenad’ın tadını bulamadım. Kitabın temelinde toplumun
152 syf.
8/10 puan verdi
Mustafa Kutlu’nun okuduğum ikinci kitabı. Tabii ki Uzun Hikaye’sini okumuş çok çok beğenmiş ve filmine de hayran kalmıştım. (Kenan İmirazlıoğlu’nun büyük katkıları ile tabii ki) Tren ile ilgili bir yaşanmışlık mı var bilemiyorum ama yazar Tren ve Drama arasında müthiş bir köprü kuruyor. İki kitabında da ortak simge TREN’di. Trenleri çok seven biriyim o yüzden mi bilmiyorum ama genelde tren ile ilgili kitaplar ilgimi çekiyor.
Aynı Uzun Hikaye’de olduğu gibi müthiş bir dram. Elime almamla bitmesi bir oldu kitabın. Bırakamadım tam anlamıyla. Oku diye diretti cümleler resmen. Öyle içine aldı ki kitap bir de baktım Salo oluvermişim Tren’de keman çalan.
Sonu itibariyle de hikaye ile bütünleşik ve göndermeli bir son olması daha da düşünmemizi sağlıyor hikaye üzerinde. Geçmişe, orta sayfalara götürüyor bizi.
Umarım siz de seversiniz. İyi okumalar diliyorum.
Türk edebiyatından bir şeyler okumak o kadar iyi hissettiriyor ki, her şey içimizden. Karakterler bildiğimiz alışık olduğumuz çevremizdeki isimler, olaylar hepimizin yaşadığı içinden çıkmaya çalıştığı sorunlar. Bu birleşim güzel bir anlatımla önünüze sunulduğunda tadından yenmiyor, tıpkı Fatih Harbiyede olduğu gibi.
Bir garp ve şark meselesi desem
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Mustafa kutlunun en sevdiğim özelliklerinden biri sürükleyip götürmesi. Bu kitapta da özelliğini konuşturmuş.
Kitapta başka şehirlerde yaşama tutunmaya çalışan ama her seferinde talihsizliklerle karşılaşan, aşk hayatında da çok şanslı olamayıp bir çocuk ile trende oradan oraya sürüklenen evlat ile babanın hayatını konu alıyor.
Bu evde kalmamız gereken zamanlarda can sıkıntınızı en aza indirgeyen hikayesi ile sizi onun ile birlikte yaşatan bu kitap için Mustafa KUTLU' ya teşekkürlerimi iletiyor. Okuyuculara da okumalarını tavsiye ediyorum.
152 syf.
5/10 puan verdi
Mustafa kutlunun hikaye türündeki yazılarından birisi olan kitap genel olarak müzisyen bir adamın yaşamının etrafında dönen bir olay örgüsüne sahip. İçinde musikiden bir çok parça bulabileceğiniz bir kitap Türk musikisinin en nadide eserlerini kullanmışlar diyebiliriz. Çok fazla uzatmadan kitap hakkındaki düşüncelerimi söyleyeceğim Mustafa kutlunun hikaye türündeki kitapları arasında en az beğendiğim hatta kısaca en kötü olan diyebilirim çünkü bir önermesi olmayan bir kitaptı. Sadece olay örgüsünü ve musiki parçalarının derinliğini incelemek için okunabilir
Türkiyede eğitim sisteminin başlangıcı
"John DEWEY'le " baslamıstır.1924 Yılında Türkiye'yi ziyaret eder.
Köy enstitülerinin fikir babası ;İsmail Mahir Efendi
Bu enstitulerin kurucusu; İsmail Hakkı Tonguç'tur.
Köy enstitüleri yalnızca eğitim kurumları değil, "hiçlikten üretmek" ve "yaşayarak uygulayarak öğrenme" ilkelerini temel alan,bilinçli ,kendine güvenen,eşitlikçi bir yaşam felsefesini benimseyen bireyler yetiştiren , nihai hedefi toplumsal kalkinma olan daha kompleks yapılardir. Bu eğitim yaşamının tümüne sanat , hareket ve yaratıcılık egemendi.Her ögrencinin bir müzik aleti (Genellıkle Mandolin ) keman, baglama , akerdion, flüt çalmasi zorunlu idi.Bizde de önce (İvriz Köy Enstitüsi ) sonra İvriz Ögretmen Okulundan (olan )mezun babamin Mandolini var.
Köy Enstitüleri 1943 başlayip 1947 ve en son 1954 kapatilarak Ögretmen okuĺlari olarak degişiklıge uğramıstır.
Köy enstitülerinin yapilmasi ll.Dünya Savaşı'na denk gelmistir.
1938 Yılında Manisa'nın Horoz köyünde Köy Enstitüsi acılmıstır.Sonra İzmir ile Canakkale arasinda köy olan Savastepe halkı, vaatlar'da bulunarak oraya tasınmıstır. (Okurken cok etkilendim Köy Enstitüleri devam etseydı eminim cok farķli bır Türkiye'de yaşiyor olacaktık.)
Bir yazar nasıl yanlış yazar diyerek okumayı bıraktığım hatta bu anlamda oğlumu da etkilediğim doğrudur .
Mustafa Kutlu 'ya hep mesafeli durdum sırf bu yazım yanlışından dolayı . Ta ki çok kıymetli bir edebiyat öğretmeninden sebebini öğrenene kadar .
Yazarlar imla kurallarına uymaz .
O nedenle yazım kurallarına bakılmaz sanatçının kitabında .
Atilla İlhan büyük harf hiç kullanmadı .
1860 a kadar dilimizde noktalama işaretleri yoktu.
Lezzetin ve görüntünün bir arada olması güzel ama lezzet görüntüden önce gelir .
Artık yazım hatalarına çok takılmayıp lez
zet peşinde olmalı .
TABİ USTA YAZARLAR İÇİN GEÇERLİ BU
BİZ YİNE YAZARKEN DİKKAT ETMEYE DEVAM !
Kitabı bitireli iki ay falan oldu ama hala aklımdan çıkmıyor, yazmaya başlarsam duramayacağımdan ve kitabı yeterince anlatamayacağımdan korktuğum için uzun zamandır inceleme yazmaktan kaçınıyordum ama işte dayanamadım ve yazıyorum. Bayılarak okuduğum bir seriydi ve son kitabı beni derinden sarstı... Kitapta bazı yerlerde o kadar çok duygu
