Konuşma dilinden; konuşma dilinin abartılmış egemenliğinden ötürü, bilinçli olarak deneyimlerimizi sınırlıyoruz. Daha az görüyor, da h a az işitiyor, kokluyor, dokunuyor ve daha az tat alıyoruz. Birçok deneyimi es geçiyoruz.
Yaşama daha az dikkat ediyor, kendi basitleştirmelerimizle özel soyutlamalarımıza çok daha büyük dikkat gösteriyoruz. Çevremizde yaşayıp deneyebileceğimiz sonsuz çeşitlilikler içerisinden, gerçekten yaşayabildiğimiz tek tük şeyleri de hemen sözcüklerle kodlayıp standartlaştırıyoruz.
BEN
Ufaktım. Yaşadığım bir şeye yetişkinlerin inanmadığını, annemin de yanılabilecegini fark edince çok şaşırdım. Kendimi tuttmayıp uzun süre güldügümü hatırlıyorum.
Dokuz yaşındayken insandan korktum. 6
Eylül 1955'ti... Annemle oturduğumuz evin
kapalı kepenklerinin arkasından gizlice gözetlediğimiz 50-60 kişi evimize saldırıp saldırmamaya karar