Fark edebilmek
Şu hayattaki en güzel şey nedir diye sorsalar; "Geleceğin için hiçbir kaygının olmaması ve birine hissettiğin duyguların karşılıklı olmasıdır" derim. Oysaki güzel olan şey o değil! Güzel olan; "Seni her halinle seven ailenin yanında olmasıdır." Tüm mesele bunu fark edebilmek... "Kendi günlüğümden"
Günlüğümden..
... "Kendi içimiz dışında her yeri ve her şeyi ışıklandırıyoruz." diye geçirdi içinden. "Çok korkuyoruz karanlıktan. Oysa karanlık olmadan aydınlığın ne kıymeti vardı? Hem her karanlık içinde kötülükler barındırmazdı ki.. İnsan karanlığı tattığı zaman ışığı aramaz mıydı? Karanlık.. yokluğu yani ışığın.. Yokluğunu tatmayınca bir şeyin, varlığının değerini bilemiyordu insan..." || @venusun_blogu
Reklam
"Yünlüler insanı sıcak tutuyor ama açlığa faydası yok ki !.."
.✍️🌼🌷🌴✍️. K A L E M İ M D E N : Bir ağacın, bir taşın, bir kumun, bir seyirlik anın gölgesinin bile seni terk ettiğini hissetmek, insan yazısına düş olan olmayacak nedenleri beklemek beklemek.... Soluğuna eklenen bu özlemlerle kendinden bizar, dünyadan, insanlardan, her şeyden bizar olarak yaşamaya maruz kalmak. Birini sevmenin ; onu tamamen yaralamak ve öldürmekle eşanlamlı olduğu gerçeği ile bu manada sevmenin de bir anlamı olmadığı bir dünya... Bu boşlukları ne edebiyat, ne şiir, ne de kitaplar asla dolduramıyor kanımca. Peki bu derin hisden azat etmek nasıl olurdu; kendimizi sarfınazar edebilirmiydik ?..
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
'ın "
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
" romanını önceleri saf duygularla okuyunca anlayamamıştık. Diyor ya : "En iyisi düşünmemekti.Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak... Fakat bir içim var mıydı ?.. Hatta ben var mıydım ?.." diyordu. Ezcümle ; kendimizin ücrasında kendimizi yitire yitire bulmaktan başka umarımız yok diye düşünüyorum. (26.08.2018 Tarihli günlüğümden) .
günlüğümden geceye notlar...
Nuh tufanıyla insanoğluna ikinci bir hayat sunuldu, şahit olduğumuz çağ ve çağdaşlık adı altında görüyoruz ki; insanoğlu yine Nuh'tan öncesinin, insanın bozulmuş hâline âdeta koşar adım gidiyor. Bu kez 2. bir gemi yok, herkes kendi gemisinin (ailesinin, doğru bir hayatın, imanının) kaptanı olmak zorunda.✍️
Günlüğümden kısa bir kesit
"Bedenim sadece bana eşlik eden bir madde. Hatta öyle değerli bir madde ki ruh olmadan kendi kendini yok edebiliyor. Ama ruhum ebediyen var olacak ve içinde her zaman sevgiyi ve merhameti taşıyacaktır..."
Bu kez alıntı kendi hayatımdan... Günlüğümden bir alıntı...
"İçimdeki ışığı nasıl söndürmüşsünüz ki eğlenmeyi bile haram saymışım kendime. Yazık gerçekten çok yazık. Şimdi geçmişe gidip o küçük kız çocuğuna sıkı sıkı sarılıp destek olmak isterdim. Sarıp sarmalamak isterdim."
Reklam
İçime atarak biriktirdiğim, birikimlerim sonucu oluşturduğum ütopik dünyamdan yazıyorum.Burası gerçek hayat kadar mutlu değil.Fakat gerçek hayattan daha gerçek.Üzüntüler samimi burada.Anlayışlar normal karşılanıyor ve normalin tanımı yok burada.Normal olarak adlandırdığımız olay ve durumlarla karşılaşınca daha az üzülmüyoruz. Empati kurmak imkansız burada, yerine koymuyorsun kendini çünkü,sen o oluyorsun ya da onlar.Hayat burada bazen küçük iskenderden izler taşıyor. Cesursun.Ama bir o kadar da pes ediyor olma halin var.Bıkkınlık ve yorgunluk var burada.Çok kalabalık olduğunu da söylemeden geçemem.Kimler kimler burada bir bilseniz.Arkadaş Zekai de burada.Haksızlığın sona ermesini beklerken şiirler yazıyor yine.Evet hâlâ 25 yaşında ve Zeki Müren'i seveceğinize inancı tam.Burası öyle bir dünya ki,anneler asla ölmez burada. Sevmek,sevilmek asla tükenmiyor.Herkesin kapısında umut ağacı var suluyor ve büyütüyoruz.Beklemeye devam ediyoruz sonra varlığımızı kanıtlamaya ses olmaya devam ediyoruz. Günlüğümden taşan bu yazıyı kendi yalnızlığımı azaltacağını düşünerek sizinle paylaşmak istedim.
-Günlüğümden alıntı -
/ Herkes kendi olmaktan uzaktır doğduğu toprakta /
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.