Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her insanının bir hikayesi vardır; acısıyla, tatlısıyla bazen o hikaye acıysa ikayesini içine atar ve birikir, birikir ve içinde zehir olur. O hikayeyi bazen kendisiyle baş başa kalarak atlatır ya da birisiyle dertleşmek ister. Bu sebepten insanları gözlemlemeyi çok seviyorum. Çünkü; her insanın yüzünde farklı bir hikaye vardır onu görürsün bazen bunu bir deniz kenarına oturup gelenleri geçenleri izlerken bazen de oturduğun bir mekan da görürsün. Bugün de kendimle baş başa kaldım. Hem kendi hikayemi deniz ile paylaştım. Hem de çevrem de gözlemlediğim insanların hikayelerine baktım. Kimisi o acılarını koşarak kimisi oturup bir yerlere bakarak kimisi de gökyüzüne bakarak paylaşıyor. Ben de kendi hikayemi içimdeki zehirli deniz ile paylaştım. O kadar acı vermiş ki göz yaşlarım daha da fazla kıyıya vurdu.
Her insanının bir hikayesi vardır; acısıyla, tatlısıyla bazen o hikaye acıysa ikayesini içine atar ve birikir, birikir ve içinde zehir olur. O hikayeyi bazen kendisiyle baş başa kalarak atlatır ya da birisiyle dertleşmek ister. Bu sebepten insanları gözlemlemeyi çok seviyorum. Çünkü; her insanın yüzünde farklı bir hikaye vardır onu görürsün bazen bunu bir deniz kenarına oturup gelenleri geçenleri izlerken bazen de oturduğun bir mekan da görürsün. Bugün de kendimle baş başa kaldım. Hem kendi hikayemi deniz ile paylaştım. Hem de çevrem de gözlemlediğim insanların hikayelerine baktım. Kimisi o acılarını koşarak kimisi oturup bir yerlere bakarak kimisi de gökyüzüne bakarak paylaşıyor. Ben de kendi hikayemi içimdeki zehirli deniz ile paylaştım. O kadar acı vermiş ki göz yaşlarım daha da fazla kıyıya vurdu.
Reklam
bana kitap okuyarak icsel bilmeyi guclendirmem gerektigini soyleyenler cahil bir yeren konusuyor insanlar kitap okdugumda zaman harcadigimi bildigimi anlamiyormu? sezgisel anlamda bir kitaba yonlendirilebilirim bu ayri birinin beni kendi cahil anlayisi uzerine yonlendirmesiyle degil senin etrafinda sessiz olmaya uyarilmadigimi nerden biliyorsun nasil bir kanitin var? bazi insanlarin enerjisi beni sessiz olmaya uyariyor onu yapiyorum
“Hem kendi yaşamını, hem de başkalarının yaşamını göz göre göre mahvettiği halde, trajedinin kendisinden kaynaklandığını ve onu sürekli besleyip yaşatanın kendisi olduğunu görmekten aciz birini izlemek gerçekten çok acı.” Carl Jung
Allah (c.c.) insana merhamet etti. İnsana imtihan kapılarından geçebilme irade ve aklını hediye etti. Yurdunu da ona göre imar etti. Ona düşmanını tanıttı, düşmanın düşmanlığının sebebini de bildirdi. Düşmanı dumansız ateşten yaratılan İblis idi. Önceki adıyla Azazil. Onu bize düşman kılan ise düşman olduğunun da sahibi olduğu nefis idi. Nefsi ona kibri telkin etti. Onca ilmi nefsinin zuhur ettirdiği kibrinde eriyip gitti. Kibrini, inadı izledi. Kibri ile mevcudiyetini büyük gördü. Kendi gözünden varlığı büyüdükçe büyüdü. Ve dedi: Ben ateşten o ise topraktan, ben ondan üstünüm. Oysa ki ateş varlığını, farklı iradelerin bir araya gelmesine borçlu. Yıldırımın düşmesi, iki taşın birbirine sürtmesi, iki kuvvetin bir kuvvet meydana getirmesi ile oluşuyor oluşu ateşin acziyetini gösterdi. Ki toprak ateşi söndürür. Secde etmiyor oluşu da iki kuvvetin onu sürüklemesi ile değil mi? İnat ve kibri... Büyüklüğün en büyük göstergesi; buna takva diyoruz, emre itaatte boynun inceliği. İblis meydan okudu... Meydan okuması da güçsüzlüğü, zayıflı değil mi ki? Üstünlüğünün ispatını, topraktan yaratılanların sapıttırmada gördü ve gösterdi bize ne kadar kör olduğunu. Nefsinin, aklının, kibrinin ve inadının gölgesinde yitip gitti. Oysa ki üstünlük ve büyüklüğün en büyük tezahürleri, kendi kabiliyetinin "iyilik" uğrunda neler yapabildiğini göstermesiyle mümkündü. O ise yanmayı ve yakıp yıkmayı tercih etti. Yakıp, yıkanlar hep zorbalar değil miydi? Öyle ki İblisin aldandığı bir başka şeyde "ateşten olan kendisinin ateşin kendisine zarar veremeyeceğini düşünmesiydi." Ne büyük aldanış.!!!
25/04/2024
Mesleğimde hep en korktuğum şey kendi yakınıma tedavi verip onu yanımda kaybetmekti.olmasın diye dua ettiğim yegane şeydi.ama insan muhakkak korkularından sınanır Velhasıl kimsenin kalbini kırmamak birinci önceliğimiz olsun Çünkü ölüm hep yanıbaşımızda
Reklam
Suretin Ruha Tutkusu Evrende şaşkın ve mahzun bir o kadar da duyguların pençesinde kıvranan insanın buhranı, sahip olamadığı şeyledir. Sahip olamadığı yada sahip olmadığını düşündüğü şeyle olan ilişkisi İnsanı ruhundan uzaklaştırmıştır. Peki nedir sahip olmak istediği şey ? Bununla alakalı bir fikrinin olmadığıda açıktır çünkü uğruna çaresiz,
ne yapacağını bilememek...
mesela, rengarenk pabuçlarını bir kenara koydu diyelim yine de karşısına geçip birtakım şeyler söylemeye devam ederler, noktalama işaretlerini de üzerine üzerine fırlatmayı eksik etmeden. belki dalgın birkaç adım gelip söndürüverir başının ucundaki sessiz lambayı. onu da bilemez. saat ne kadar geçmiş, gündüz ne kadar olmuş ve gece saçını başını
Bilin ki eğer size yapılan "her" hatayı affeder, size söylenen her yalanı söylenmemiş sayar, çok üzseler de, üzdükleri taraflarınızı kendi kendinize iyileştirirseniz, onlar da sizi üzmekten çekinmezler. Nasıl olsa affedecek, unutacak ve iyileşeceksinizdir... Belki bir süreliğine onu elinizde tutabilirsiniz bu davranışınızla çünkü böyle biriyle olmak karşı tarafında bir süre hoşuna gider ama son evreye, o "kendine kızma ve suçluluk duyma" evresine geldiğinde, sizi görmek dahi onu mutsuz edecektir. Ha bir de son olarak... "Sizi kaybetmekten korkmayan her insan,sizi terk eder.”
Arayış
Arayış
BUGUN DÜNDEN FARKLI OLMALI . . .
Bugün dünden daha farklı olmalı. Adının cumartesi değil, Pazar olması dışında. Vişne reçeli yerine, çilek reçeli yenmesinden başka. Eve başka bir yoldan gitmenin haricinde. Bugün dünden farklı olmalı. Bugün yeni umutlarım olmalı. Belki ayakları yere basmayan, belki “Amma da uçmuşsun” dedirtecek cinsten. Hayâlperest olmakla suçlanmak
Reklam
Herkes, kendi zannına göre birine yaklaşır veya ondan uzaklaşır. Uzaklaşman da yakınlaşman da kendinle ilgili. Zannın iyiydi, çünkü onu kendin gibi bilmiştin ama yine de umduğun gibi iyi ve hoş bir karşılık görmedin, olsun. Kişi kendi zannından sorumlu.
Hatice Ebrar Akbulut
Hatice Ebrar Akbulut
Kadınların “ciddî hürmet ve muhabbet” duygularının gereği olan tesettür
Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır, elbette ebedî arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı başkasının nazarını kendi mehasinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir.
Lem'alar / Büyük Boy Sırtı Deri
Lem'alar / Büyük Boy Sırtı Deri
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
DÖRT HAK MEZHEPTEN BİRİNE UYMALIYIZ
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in amelde dört büyük (Hanefî, Malikî, Şâfiî ve Hanbelî) mezhebi, Müslümanlar hakkında bir ilâhî rahmettir. Bunlar edille-i erbaadan (Kitap(Kuran'ı Kerim), Sünnet(Hadisi Şerif), İcmâ ve Kıyâs-ı Fukahâ’dan) dînî hükümleri çıkarmış, Müslümanlara takip edecekleri yolu açıkça göstermişlerdir. Bu mezheplerden birine uyan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.