“Akşamın alaca karanlığında, ümitsiz yankılanan kendi sözlerim dokundu bana, ağlamaya başladım.”
Sözlerim havada asılı kalmıştı. Kalabalıkta yükselen uzlaşma dalgasını kaydettiklerini görmeyi umarak ekrana baktım. Oysa ekranda kendi vuruluşumu izleyecektim.
Reklam
Hani şu hasta konuşmaya cesaretlendirilir kısmı
Psikoterapide hiçbir şey kesin bir özetten, özellikle içinde bir liste olan bir özetten daha fazla sahte güven uyandıramaz. Kendi sözlerim beni yüreklendirmişti: problem ansızın daha berrak, daha aşina, çok daha denetlenebilir görünüyordu.
Akşamın alaca karanlığında, ümitsiz yankılanan kendi sözlerim dokundu bana, ağlamaya başladım.
Çınarlar yine acıyla hışırdıyor Yine onursuz bir savaş var bir yerlerde Kardeş kardeşe nişan alıyor Ve ölüm mazlumu buluyor yine Bomboş sokakta oğlancık Okula gidiyor ve dönmüyor geri Kapanıyor üstüne kederli sözlerim Acılı bir anne gibi Yine bir yerlerde köyler yakılmış Ağlıyor kurban ve cellat gülmede Oysa çok olmadı göreli o düşü Artık kan akmayacaktı hiçbir yerde Bulutsuz düşler, nasıl da kolay Dağıttı sizi uzak gümbürtü Uzaklarda olsa da Ucu bana dokundu çünkü Varsın tek bir kaya üstünde gürlesin gök Dingin kalamaz hiçbir kaya Kederlenir her ağaç Kesilen kendi olmasa da
"Dorian, Dorian," diye haykırdı. "Seni tanımadan önce oyunculuk, hayatımın tek gerçekliğiydi. Yalnızca tiyatrodayken yaşıyordum. Bütün her şeyin gerçek oldu­ ğunu düşünüyordum. Bir gece Rosalind oluyordum, bir başka gece Portia. Beatrice'in sevinci benim sevincimdi, Cordelia'nın acısı benim acım. Hepsine inanıyordum. Benimle birlikte oynayan sıradan insanlar bana Tanrı gibi görünüyordu. Benim dünyam boyalı dekorlardan oluşuyordu. Gölgelerden başka bir şey tanımıyordum, onların gerçek olduklarını sanıyordum. Sen geldin -ah, benim tatlı sevgilim!- ve ruhumu hapishanesinden kur­ tardın. Gerçeğin gerçekte ne olduğunu öğrettin bana. Bu gece hayatımda ilk kez, şimdiye kadar rolümü oy­ nadığım sahnedeki debdebenin boş, yalan ve aptalca olduğunu apaçık gördüm. Bu gece ilk kez fark ettim ki ·Romeo çirkin, yaşlı ve makyajlı bir adamdı, meyve bahçesine vuran ay ışığı sahici değildi, sahne dekoru bayağıydı, ağzımdan çıkan sözler gerçek değildi, benim kendi sözlerim, söylemek istediğim sözler değildi. Sen bana daha yüksek bir şey verdin, o şeyin yanında bütün sanatlar bir yansımadan başka bir şey değildir. Sen aş­ kın gerçekte ne olduğunu anlamamı sağladın. Aşkım, biricik aşkım! Gölgelerden bıktım. Sen benim için bütün sanatlardan daha fazla şey ifade ediyorsun.6 Bir oyundaki kuklaları ben ne yapayım? Bu gece sahneye çıktığım zaman nasıl oldu anlamadım ama bütün yete­ neğimi kaybetmiş gibiydim. Birden bütün bunların ne anlama geldiğini anlayıverdim. Bu bilgi benim için ha­ rika bir şeydi
Reklam
576 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.