Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Süm.

Dünyada yüzümüz en çok camiye gelen çocuklara gülsün ki, daraldıklarında tek sığınaklarının cami olduğunu anlasınlar ve hayat onları başka iklimlere savurduğunda bile yüzlerini hep camiye çevirsinler. Ey câmiden başka gidecek yeri olmayanlar! Allah Rasûlü’nün çocuklara açtığı câmi kapılarını, kalplerini kırarak kapatıp hem onların hem de kendinizin ahiretini tehlikeye atmayın!
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Kilisenin, çocukların kapısını açmamasından şikayetçi olduğu bir zamanda, câmideki çocuk sesinden rahatsız olmak, bir oyun sırasında dağılan bir avize için çocuğun kalbini kırmak, bir cam parçasına bir çocuk feda etmek, bütün bunların üstüne “Neden bu çocuğu camiye getirdin?” dercesine dönüp babasına bakmak, bir cihetle, Allah Rasûlü’nün kapılarını sonuna kadar açtığı camileri çocuklara kapatmak, diğer yönüyle ise nimet-i ilâhiye şükürsüzlüktür.
Sayfa 142Kitabı okudu
Kur’an-ı Kerim’in ufkundan çıkıp, Efendimiz’in Sünnetinden uzaklaşınca mağlup ve mahkûr olduk.
Sayfa 117Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şu Ağaç
Deniyordu ki: Halifesin, dikkat et egemen değilsin. Tanrı’dansın, Tanrı değilsin. Manzursun nazar değilsin. Sadece yerini tutansın. Kendisi değilsin. Kutsal nefesten üflendi sana. Kendini kutsal nefes sanma. Ruhumdan, denmiş. Ruhum, denmiş sanma. Bir şeysin, ama kendini her şey zannedip de aldanma. Varlık nedenini unutma. Senin haddin buraya kadar. Haddini bil ötesine kalkışma.
Reklam
O yüzden anlayışlı ve ufuklu kul, kendi nefsinin tercihlerini ve kendi işlerini öncelemeyip yalnızca Allah’ın haklarına riayet etmek ve O’nun buyruklarına uymakla meşgul olur. Kul böyle olunca da Allah onun bütün işlerini üstlenir.
Allah korkusunun azlığı kadar kalpleri harap eden bir şey yoktur…
Kendi büyük günahlarını görmeyip başkalarının küçük günahlarına dikkat kesilmen, cahillik ve gâfillik olarak sana yeter.
Şeyh Ebu Hasan eş-Şâzelî’nin şöyle dediği rivayet edilir: “Bana ‘Ey Ebu el-Hasan, elbiselerini temiz tut ki her nefeste Allah’ın yardımını göresin!’ diye seslenildi. Sordum: Benim elbiselerim neler? Şöyle cevap verildi: Allah seni önce bilgi, ardından tevhid, sonra muhabbet, sonra iman, peşinden de İslâm (teslimiyet) elbisesiyle süsledi.
Rabbin Seni Severse...
Sen insanların gördükleri şeyleri güzelleştiriyorsun da, Allah’ın gözü önünde duran kalbini niçin düzeltmiyorsun?
Reklam
Kalp, ibadet suyuyla sulanan bir ağaç, meyveleri ise sezgi ve idraktir. Gözün meyvesiyse, olup biteni değerlendirip ibret almaktır. Kulağın meyvesi, Kur’an’ı dinlemektir. Dilin meyvesi, Allah’ı zikretmek. El ve ayakların meyveleri hayrı yapmaya yönelmektir. Kalp susuz kalıp kurursa, meyveleri yok olur. Şu hâlde senin kalbin çoraklanmışsa, bol bol zikir yap! “İyileşinceye kadar tedavi olmayacağım!” diyen hasta gibi olma! Çünkü ona “Tedavi olmadıkça sen iyileşemezsin ki!” denecektir.
Bu sağır bedende taşıdığımız şeylerin varlığımıza en ağır geleni kalbdir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Kalp ile yapılmayan ibadet, faydasız bir yorgunluktur. Belki bir alışkanlık ve kör bir itaattır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Bin nedametle nihayet anladık ki dünyada belki her şeyi bulmak kolay, kendini bulmak zormuş. Kendimizi nerede bulalım? Kendi dışımızda nereye koştuksa gurbette kaldık. Kendimize nasıl koşalım?
Sayfa 110Kitabı okudu
Gerçek din terbiyesi, müminin ruhunda dua halini daima daha sürekli hale getirmektir.
796 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.