Ne var ki bazıları yaşlanır ama olgunlaşmazlar; ömürlerin sonuna kadar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü en önemli konu olarak kalır. Beğenilmek, sevilmek ister ve bütün güçleriyle bunu sağlamak için uğraşırlar. Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlar. Bu aşamada kişinin "nasıl göründüğü" sorusu önemini kaybeder; bunun yerine kendisinin "dünyayı ve insanları nasıl gördüğü" öne çıkar.
1808 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Savaş ve Barış”, bugüne kadar okuduğum en uzun roman olmuştur ve bildiğim kadarıyla hali hazırda dünyanın en uzun romanları arasında yer alır. Toplamda dört kitap ve son sözden oluşan romanın her kitabı da çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Tolstoy, bu eserde tarihe dair kişisel görüşlerini kaleme alırken felsefi düşüncelerine de yer vermiştir. Başka
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201920,9bin okunma
Reklam
ihtirasları ya da korkuları yüzünden memnun olmayan kimselerin bir yabancı devleti ülkeye sokmaları her zaman mümkündür. Tarihte görülmüş bir şeydir bu. Romalılar Etoller tarafından Yunanistan'a sokuldular. Romalılar ayak bastıktan her yerde halkın çağrısını almışlardır. Olağan bir durumdur bu. Kuvvetli bir devlet kendisinden daha zayıf olan yabancı bir ülkeye girdiği zaman, o yerde daha zayıf olanlar kendilerinden; daha kuvvetli olanlara duydukları kin yüzünden bu yabancı güçlere katılmak isterler. Öyle ki, yabancı devletin bu zayıf kişileri elde etmesi için fazla bir şey yapması gerekmez. Çünkü onlar kuvvetli devletle birleşmek için kendileri harekete geçerler. Kuvvetli devletin yapacağı şey otoritesini korumak ve onların fazla güçlenmesine yer bırakmamaktır. Bunun için de kendi ordusuna dayanması yeter. Böylece ordusu ile diğer tarafın güçlenmişini önleyecek ve bölgenin tek hâkimi olacaktır. Bu şekilde davranmayan devlet az bir zaman sonra tüm elde ettiklerini kaybeder, elde bulundurduğu süre içinde de sayısız güçlüklerle karşılaşır.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Merhaba kitap dostlarım Yine bi kaç gün önce aralarda okuduğum bir kitap Daha çok gençlere ve tesettüre nasıl başlayacağını araştıranlar için başlangıç bir kitap olabilir. Bana biraz basit geldi. Galiba küçüklükten yatkın olduğumuz için. Tesettürün sadece başörtüsüyle olmayacağını anlatıyor güzel, akıcı, hoş bir uslübu var. Ama arada konudan konuya geçiyor gibi olsa da gayet güzel. Okunabilir başlangıç için tavsiye ederim. "Mümin kadınlara da söyle :gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını muhafaza etsinler, görünen kısımlar dışında ziynetlerini açmasınlar ve başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler...." (nur suresi 31. Ayet) "Eğer saklanmaya değer bir şeye sahipsen onu saklaman gerektiğidir. Saklamak, değerli olanı değersizleştirmez. Çünkü bir şeyin görünmüyor olması, onun daha az değerli olduğu anlamına gelmez..." "Göstermek onu daha değerli yapmaz. Hayatta bazı şeyler de görüldükçe değer kaybeder, sıradanlaşır..." "Mümin erkeklere söyle, gözlerini (harama) dikmesinler ve ırzlarını korusunlar. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır." (nur suresi/30.ayet)
Başımın Üstünde Yerin Var
Başımın Üstünde Yerin VarHatice Kübra Tongar · Hayy Kitap · 2016899 okunma
384 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
--SPOİLER ALERT-----SPOİLER ALERT----SPOİLER ALERT----SPOİLER ALERT-- ''Olasılıksız'' ve ''Empati'' gibi eserlerin yazarı olan Adam Fawer, bu kez de teknoloji, sihir ve ''Oz Büyücüsü'' hikayesini harmanlayarak okurların karşısına çıkıyor. Kansas'ta sıradan bir çiftlik evinde sıradan bir şekilde başlayan roman, Dorothy isimli karakterin,
Oz
OzAdam Fawer · April Yayıncılık · 20176,8bin okunma
511 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
50'den fazla eseri bulunan İzlanda'nın gururu Nobel Ödüllü H. Laxness'in dilimize sadece dört kitabının çevrilmiş olması çok büyük bir talihsizlik bence. Yazarı ilk olarak Salka Valka kitabıyla tanıdım. İzlanda'nın soğuğunu, ıssızlığını ve yalıtılmışlığını gerçekçi bir dille çok güzel tasvir ediyordu orada. Bu romanında ise bunlardan çok daha
Özgür İnsanlar
Özgür İnsanlarHalldor Laxness · İletişim Yayınları · 2015141 okunma
Reklam
59 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
"Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim." diye başlıyor kitap. Tabi ben hemen kalem arayışına geçiyorum. İlk cümle böyle ise diğer sayfalarda neler vardır diye sormadan edemiyorsun. Farklı bir kitaptı. Altını çize çize okuduğum.. Zihne farklı, hoş bi lezzet bırakan.. İncecik bir kitap. 59 sayfa kadar. Daha önce başlayıp, yarım bıraktığım bir kitaptır kendileri. Sakin kafayla, içime sinerek okuduğumu belirteyim. Bir oturuşta bitirilecek bir kitaptı lakin ben tadına vararak okumak istediğim için zamana yaydım sayfaları. Berduş bir aşık. Hayalle gerçek arası bir kadın.. Her cümlesi hissedilerek yazılmış. Tabii siz her cümlede ki o hissi anlayamıyorsunuz. Nerden mi biliyorum Çünki her okur farklı yerlerin altını çizmiş. Fakat Müzeyyen, çay içmek istiyorum ben! dedirtti öyle canım istedi işte! Sadri Alışık ile ilgili bir yer vardı: "Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine... " işte burası nedenini bilmiyorum ama çok hoş geldi. Ah, bi de. Kapak tasarımındaki hoş detayı nasıl fark edemediğime de şaşırdım açıkçası. Seda Mit güzel resim yapmış zira
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
İnsanlar asaleti ve şerefi, yaşadıkları hayat şekliyle kendileri kazanır ve yine kendileri kaybeder.
Sayfa 287Kitabı okudu
"Kamu hizmeti vatandaşların birinci işi olma niteliğini kaybeder kaybetmez onlar kendi bedenleri ile hizmet etmek yerine paralarıyla hizmet etmeyi tercih ederler. Devletin düşüşü uzak değildir. Savaşa gitmek kaçınılmaz olduğunda onlar ordunun parasını öder ve evlerinde kalırlar... Gerçekten özgür olan bir ülkede, vatandaşlar parayı bir araç gibi kullanmak yerine kendi elleriyle her şeyi yaparlar. Kendi ödevlerinden muaf tutulmak için ödeme yapmak şöyle dursun bu ödevlerin kendileri tarafından yerine getirilmesi ayrıcalığına sahip olabilmek için para bile verebilirler. Yaygın olan görüşü paylaşmaktan uzağım: Zorunlu askerliğin vergilendirmeden daha az ölçüde özgürlüğe karşıt olacağını savunacağım."
Sayfa 111 - Jean-Jacques RousseauKitabı okudu
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.