Hayatı bir tragedya olarak yaşayanların ölümü de kahramanlar gibi olur.
"Biz hepimizin bilginin çökmesindense insanlığın çökmesini yeğleriz."Kader ne kadar tehlikeli olursa, zihnin sürekli yükselen Gök kubbesine ne kadar yaklaşık üzerindeki şimşeği hissederse, bu son çatışmaya olan talebi de o derece tehditkâr, o derece kaderci olur. "Alın yazımı tanıyorum", der çöküşünden hemen önce günün birinde muazzam bir şey benim adımla anılacak, yeryüzünde daha hiç olmamış bir krizle,derin bir vicdan çöküşle, o zamana kadar inanılan ve kutsal sayılan her şeyi reddeden bir kararla." Ama Nietzsche bütün bilgilerin son uçurumunu sever ve bütün varlığıyla bu ölümcül karara doğru ilerler.
Reklam
"Fiat veritas, pereat Vita"; isterse hayatım pahasına olsun, yeter ki hakikilik gerçekleşsin: Tutku varoluştan daha fazla bir şeydir, hayatın anlamı hayatın kendisinden daha fazla bir şeydir.
Sadece bu yüce oyunda her şeyi kazanmak için her şeyini ortaya koyan biri sonsuzluğa kavuşabilir, sadece kendi hayatını riske atan kişi kendi dar dünyevi kalıbına bir sonsuzluğun değerini katabilir.
Hayattan tek bir kanun elde etmek isteyen herkes, bu tutkular kaosunda sadece bir tekini, kendi tutkusunu gerçekleştirmek isteyenler yalnızlaşırlar ve yalnız olarak yok edilirler; eğer bilinçsizce hareket etmişse akılsız bir hayalperest, eğer tehlikeyi biliyor ve buna rağmen meydan okumuşsa bir kahramandırlar. Dürüstlüğünde bu kadar tutkulu olan Nietzsche bilenlerden biridir.
Nietzsche hiçbir zaman ve asla mutlu olmak istememiştir, ama her zaman hakiki olmak istemiştir.
Reklam
Dürüstlük olmadan bilgi olmaz, kararlılık yoksa dürüstlük de yoktur, " zihnin vicdaniliği" de. Dürüstlüğümün bittiği yerde, kör olurum; bilmek istediğim yerde de dürüst olmak isterim, yani sert, katı, baskıcı, gaddar ve acımasız."
Bilgi meselelerinde "körlük hata değil, tersine yetidir", iyi niyet bir suçtur, Çünkü utanmayı ve incinmeye dikkate alan, açığa çıkarılan çığlığından, çıplaklığın çirkinliğinden korkan biri hiçbir zaman o son gizemi keşfedemez. sonuna kadar varmayan bir gerçeklik, radikal olmayan hakikatçılık ahlaki değer taşımaz.
Psikolojide yetenekle iş bitmez, o her şeyden önce bir karakter meselesidir, " bilinen her şeyi düşünme" cesareti meselesidir, Nietzsche gibi ideal durumda ise bilme yeteneğidir, bilme iradesinin son derece temel, erkeksi gücüyle birleşmiştir. Gerçek psikoloğun, görebildiği yerde aynı zamanda görmek istemesi de gerekir, herhangi bir duygusal anlayışlılıktan, kişisel korkudan ve çekinceden dolayı görmezlikten gelemez ya da boş veremez veya saygıdan ve hassaslıktan dolayı el sürmekten geri duramaz.
"Saf olmayan koşullar altında ölürüm." Belirsizlikler, ahlâkî kirlilikler onu ne kadar aşağı bastırırsa, tıpkı alçak bulutlar gibi sinirleri de onu o derece kışkırtır, yağlı, iyi pişmemiş yiyeceklerin de midesini kışkırtması gibi. Bedeninden, daha çok da zihninden gelir onun tepkisi: " Bende son derece tuhaf bir temizlik içgüdüsü hassasiyeti var öyle ki her ruhun yakınlığını ya da en içsel varlığını, iç organlarını fizyolojik olarak algılıyorum, kokluyorum."
Reklam
Mermerin içinde gizli olan heykeliz hepimiz..
"Nietzsche, o değişken kişilik, kendini oluşturabilmek için sürekli kendini yıkmak zorundadır. Bütün öz kazanımları ve yeni keşifleri kendi kendini ölesiye yakmalarından ve inanç kayıplarından ortaya çıkar; yükselebilmek için sürekli benliğinin bir parçasını çıkarıp atmak zorundadır.."
Sayfa 303 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Evet, biliyorum nereden geldiğimi, Böyle alevler kadar aç Yanıyorum ve bitiriyorum kendimi, Işık oluyor dokunduğum her şey, Kömürleşiyir bütün bıraktıklarım geride, Alevin ben elbette-
" Nasıl olur da insan varoluşun o harika belirsizliği ve çok anlamlılılığı içinde durur da soru sormaz, soru sormanın hazzından ve hırsından titremez?"
"İnsan bir şeyi sever ve onu temelden sevmeye başladığı anda içimizdeki zorba ( hatta ona üst benliğimiz diyebiliriz) şöyle der: İşte onu bana kurban et. Ve biz de buna uyarız, ama bu hayvana eziyet etmektir ve ağır bir ateşte yanmaktır".
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.