Bir Aşk Hikayesi
Kitabın arka kapağını kapattı, siyah deri kaplama masadaki diğer kitaplarının üzerine koydu. Okurken kendini en rahat hissettiği siyah beyaz dalmaçya desenli pofuduk koltuğundan kalktı. Terliklerini giydi. Lavabosu bilmeyen bir zamandan kalma dibi küf tutmuş bulaşıklarla yığılı mutfağa yöneldi, kimi zaman sessizliğini koruyan kimi zamanda insanı
Ölümü derinden hissettiğim o anlardan biri geldiğinde, kendimi aşağı atmamak için bulduğum çözüm bazen sadece basitçe pencereden aşağıya bakmak olur. Kızılımsı bir gökyüzünün altında, çocukken bilgisayarda oynadığım savaşlı silahlı, "vurdulu kırdılı" o oyunlar aklıma gelir. -çünkü iyi oynardım.- Sanki biri beni komuta ediyormuş da, aşağı
Reklam
HAYATIN ÇIĞLIKLARI Doktorun odasından çıktığımda moralim oldukça bozuktu. Kolesterolüm yüksekmiş. Diyet yapmalıymışım. Elimde yememem gerekenlerin listesi ve reçeteyle yürürken hayatımda hiçbir zaman diyet yapmadığımı düşündüm. Dahası, şimdiye kadar bana dayatılan hiçbir yasağa gönül rızasıyla boyun bile eğmemiştim. İçimdeki asi ruh burada da
"Kendim için korkunç olan ben olabilir miyim? "
HÜZÜN KOKULU AŞK Hayatım boyunca çeşitli korkular yaşadım içimde. Hem de en acımasız olanlarını… Yine de kimseye söylemedim. Hiç kimseyle paylaşmadım, yaşadıklarımı. Daha çocukken o küçücük yüreğime korkunun her türlüsü yerleşti. O zamandan beri bu duyguyla iç içe yaşadım. Bu yüzden de korkuyu içinde saklayan kişileri ben gözlerinden tanırım. Onu
Gençlik, insanın hayata dair çok az şey bildiği bir dönem. Buna rağmen, gençlik, insanın hemen her konuda çok iddialı ve boyunu aşan şeyler söylediği bir dönem aynı zamanda. Bol bol kalp kırdığı, bol bol yargıladığı, bol bol öfkelendiği… Kendim de o yollardan geçtiğim ve şimdi pişmanlık duyduğum birçok şeyi söylemiş olduğum için, genç kardeşlerime -önce kendime hitap ederek- şu tavsiyelerde bulunuyorum: * Bugün söylediklerinizle, 20 yıl sonra tekrar yüzleşebileceğinizi unutmayın. Dolayısıyla şimdiki iddialı laflarınızın, ileride belki yüzünüzü kızartabileceğini mutlaka hesaplayın, * İnsanları kınarken, ayıplarken, eleştirirken, sizin de bir gün aynı adımları atabileceğinizi düşünün, üslubunuzu ona göre ayarlayın, * Aşırı iddialı söylemler geliştirirken ve çeşitli meselelerde atıp tutarken, mevzunun her yönünü gerçekten kavrayıp kavramadığınızı kontrol edin. Azıcık ve ham bilgiyle, haddi aşıyor olabilirsiniz, * Birilerinin dolduruşuna gelip belli konularda başkalarının sloganlarını tekrarlarken, “Acaba kullanılıyor olabilir miyim?” sorusunu hep sorun. Kullanılma, her zaman kötü niyetle olmaz, * Ve, ağzınızdan / kaleminizden / klavyenizden çıkan her kelimenin Allah’ın katında bir hesabının olacağını hiç aklınızdan çıkarmayın. - Taha Kılınç
Reklam
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.