Mükemmeldi, ben 10 puanı çok nadir kullanan biriyimdir, 10 olması için kitabın kurgudan çok daha fazlası olması gerekiyor gibi hissediyorum kendimce, garip bir standartım var. Bu kitabı da okurken hep 8-9 arasında düşündüm, sonra gerçek bir hikaye olduğunu öğrenince çok mutlu oldum, çok etkilendim çünkü içimdeki umuta seslendi.
İçinde çok fazla mesaj barındırıyor. Kitabın önemini, hayatlara dokunuşunu ve onları nasıl değiştirdiğini çok güzel anlatıyor. Cahilliğe, karanlığa karşı bir adamın duruşundan bahsetiyor. Bu adam sıradan bir memur olup oturduğu yerden maaşını almak yerine, ülkesi için daha fazlasını istiyor, çok çabalıyor. Eşeğiyle köylere gidip kitap dağıtıyor, insanları okumaya teşvik ediyor. Tek başına karanlığa, cahilliğe, düzene savaş acıyor. Belkide bundan dolayı bu kitabı bu kadar fazla beğendim. Hepimiz özlediği de bu tip insanlar değil mi? Çıkar düşünmeden samimi bir şekilde yardım etmek, kardeş olmak. Bana dokunmayan bin yaşasın tavrından bıkdım belkide. En sonunda emekli olmaya zorlanıyor. Türkiyede hiç bir başarı cezasız kalmaz diye haykırıyor kitap. Mustafa Güzelgöz gibi insanlar oldukça umut her daim olacaktır.
Suğra Öncü nün çevirdiği 
Kendine Ait Bir Oda yı okudum. Çok kitap okurken düşülen minik bir hata affınıza sığınarak. Lakin alıntılarıma bakarsanız çevirisinin de ne denli tertipli ve yerinde olduğuna hak verirsiniz.
''Her ne olursa olsun, kitaplar söz konusu
