Arkadaşlar sahaf sektörü ile ilgili ne düşünüyorsunuz merak ettim? Ben kendi düşüncelerimi söyleyeyim. Gittiğim yerde sahafların yanyana dizili olduğu bir sokak var. Tahminim 6 7 sahaf var orada. Naçizane birkaç deneyim elde ettim. Bu sektörün bittiğini, bitirildiğini düşünüyorum. Kesinlikle yazımı okuyanların içlerinde iyi niyetli bazı sahaflar
Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
Arkadaşlar malumunuz Ramazan ayı 13 nisan itibari ile geliyor.Öncelikle tüm Müslüman halkına hayırlara vesile olması temennisiyle.Hayır ve bereket anlamına gelen ve içerisinde Kadir Gecesi gibi dinimiz için bin aydan daha hayırlı bir günü barındıran bu ayı okuma konusunda daha anlamlı hale getirmek için kendimce bir liste hazırladım kütüphanemde bulunan kitaplardan. Sizin de dolu dolu geçirebilmeniz ve bu aydan alabileceğiniz tüm sevapları alabilmeniz ve rahmet, bereket ve mаğrifеt ile hеmhаl оlmаnız dilеklеrimlе inşallah.Hayırlı Ramazanlar 1k ailem..
1.
Arkadaşlar selam.
Uzun bir süre oldu, sanırım 1.5 yıldır inceleme yapmıyorum. Bunun sebebi zorlu bir dönemden geçtim, kafa olarak iyi değildim; yeni yeni toparlanabildim.
Aklımdan inceleme fikri geçmiyordu, ancak son zamanlarda yazdığım bazı incelemelerden çok güzel dönütler aldım, kenarda köşede yazdığım bazı lakırtıların okurlar tarafından
‘’İnsan aşılması gereken bir varlıktır.’’ (sf. 6)
Bana kalırsa tek bir cümle bile bu kitabı okumak için yeterince merak uyandırıcı. Tüm insanlığın kendinden bir şeyler bulabileceği, sindirilmesi pek kolay olmayan, insanın boğazında yumru varmış hissi yaratan, mideye bir yumruk gibi inen, üstüne saatlerce hatta günlerce kafa patlatılması gereken,
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
Kasvetli bir Ankara sabahına uyanıyorum. Hava, gerçekten soğuğu sevebilen benim gibi insanlar için huzur verici görünüyor. Bu güzel pazar gününe onlarca aktivite sığdırabilirdim, bir sürü plan yapabilirdim ama haftalardır tek düşündüğüm şey ‘’pazar günü Hakan Günday okuyacağım’’ düşüncesi koca bir günümü ayırmak için aslında güzel bir sebep.
Anlatıma nasıl başlayacağım inanın ki bilmiyorum. Şimdiye kadarki okuduğum kitapların en en en iyisiydi diyebilirim. İşlenen konular o kadar güzel bir şekilde ele alınmış ki, okudukça hem üzüldüm insanların çektiklerine hem de cesaretlendim kazanılan zaferleri okudukça. O kadar çok alıntı paylaştım ki, herhalde kendimce katkıda bulunmak istedim bu düşüncelerin yayılmasına.
"Beyaz Zambaklar Ülkesinde" Finlandiya’yı konu edinen bir kitap. Kitapta, bataklıklar ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynakları olmayan bu küçük ülkenin adeta "yoktan varoluşunu" anlatan; yani yoksulluktan kurtuluşunun ve siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir ülkeye dönüşümünün hikâyesi anlatılıyor.
Bu dönüşümün mimarları da, yani kitaptaki tanımıyla "yaşam mimarları"; toplumun her kesiminden, kalbi vatan sevgisi ve hizmet aşkıyla çarpan avukat, mimar, din görevlisi, öğretmen, köylü, işçi ve mermer ustasıdır. Bu bir avuç aydın kesim, bütün gerici güçlere karşı; sözde vatanını seven ama yalancılıktan, dolandırıcılıktan, ahlâksızlıktan ve yolsuzluktan başka bir iş peşinde olmayan insanlara karşı büyük bir savaşım içine girmişlerdir. Ve bunu sevgi, eğitim ve sabırla yerine getirmişler, kan dökerek değil.
Kesinlikle herkese tavsiye ederim. Okumayan çok şey kaçırır.
https://1000kitap.com/_A_Y_ abi.. çok haklıymışsın..
Neden pek çok okur 1k’daki varlığını dindarlık veya dinsizlik, inanç veya inançsızlık üzerine kuruyor ki?
Tanrıya hakaret eden veya küfreden bir alıntıyı paylaşmak sizi gerçekten mutlu veya tatmin ediyor mu?
Ya da düzgün bir üslupla fikir odaklı bir din eleştirisi veya alıntısı yapıldığında neden bir grup hemen onu kaldırtmak için insanüstü bir çaba harcıyor?
Tanrıyla küfrü aynı cümle içerisinde kullanmadan (veya kullananları alıntılamadan) Tanrı veya din eleştirisi yapamayacak kadar aciz misiniz?
Aynı şekilde kendini Müslüman olarak tanımlayan biri ‘lekûm dinikum veliye dîn’ ayeti gereğine uyamayack kadar da mı din bilgisinden yoksun?
En ufak bir toplumsal olay karşısında insan hakkı, eşitlik, fikir özgürlüğü, düşünceye saygı diye bas bas bağıranlar, konu din veya Tanrı olunca neden anında bunu challenge’a bağlayıp ‘liseli’ gibi eğlenmeyi tercih ediyor? (Küfürlü Tanrı alıntısını yayalım muhabbetinden bahsediyorum)
Ve son olarak ‘gerçek İslam bu değil’ciler, bu tarz platformlarda ‘gerçek İslam’ın öğretisine ve kazanımlarına örneklik teşkil etmek yerine neden görüşlerine uymayan her iletiyi, alıntıyı, incelemeyi şikayet edip ortadan kaldırarak tam bir geri kafalı imajı çiziyor?
Herkesin tercihlerine saygılıyım lakin bir edebiyat platformunun bu tarz saçmalıklara teslim olmasına gerçekten üzülüyorum. Daha fazlasıyla karşılaşmamak için kendimce önlemlerimi alacağım. Bu da benim tercihim olacak neticede...
Şu zor zamanlarda, daha güzel şeyler duymak, daha güzel şeyler görmek ve daha güzel şeyler paylaşmak dileğiyle...
Sağlıcakla kalın...
Acaba ben ne yaptım, ne okudum? Tüm delilleri okuyucuya veren, verdikleri deliller ile beraber cinayetleri okuyucunun da çözmesini isteyen gerçek bir polisiye mi okudum, bir Orta Çağ gerilim romanı mı okudum, dinler arası, mezhepler arası, tarikatların ve rahiplerin başrolde olduğu bir roman mı okudum, gerçek kişi ve toplulukların hâkim olduğu
Sizin gibi düşünemem, sizin gibi yazamam, sizin gibi bakamam, sizin gibi yürüyemem, sizin gibi gülemem ve sizin gibi ağlayamam belki sizin kadar zengin değilim belki fakir de sayılmam, lakin sizin gibi de olamam ama her şeye saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde yaklaşırım hoşgörü ile bakarım, tevazu gösteririm. Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi anlamaya çalışırım. Beni ben yapan karakterim bunlar ve herkes ile paylaşmayı seven bir yapım var, kendimce yazarım ama sizde lütfen kendinizce okumasını bilin. Kırıcı olmayın, anlamaya çalışın. Sevgilerimle
İncelemeye ben de sitedeki en çok beğenilen incelemedeki gibi "Hayatım hayatımın romanı olsun.." diyerek başlayayım.
Sadece 1000kitap'ta bu kitap için şimdiye dek 233 inceleme yazılmışsa üzerine daha söylenebilir diye düşündüm. Tabii 233 incelemenin tümünü okumadım ama yine de kendimce bir kaç şey söylemek istedim.
Şimdi efenim kitap
“Dünyanın ne düşündüğü zerre umrumda değil. Bir sürtük, bir ressam ve kaybeden olarak doğdum. Ama kendimce mutluydum. Ne olduğumu anlamadın. Ben aşkım. Ben zevkim, özüm, bir aptalım, alkoliğim, sebatkarım. Ben ; basitçe benim...”