Önce farklı yerden başlamak lazım, neden yanlış olarak gözetliyorum olanı biteni. Hayatımızda gördüğümüz herhangi bir şey yolun sonunda karşımıza hayırlısı diye çıktı. Anlık "yanlış" diye kararımız belki yol esnasında değişir, belki bir hafta, belki bir ay sonra olaylara farklı bakarız. Ki bunları da yaşadık hepimiz. Bu tür çelişkiler karşıma sürekli çıkar. Aşkta, ailede, işyerinde ya da herhangi bir insani ilişkide.
Farklı pencerelerden bakmak gerekiyor bazen olanlara. Kendi görüş mesafen ne kadar önemli ise karşı taraftan da bakmak gerekiyor ve en önemlisi tarafsız bir pencereden.
"Özür" bir piyano gibidir. Beyaz tuşlar; mutluluk ve huzur. Siyah tuşlar; suç ve acı. Ama ikisine de dokunmak lazım. Yoksa olan bitenleri duyamazsın. Olan bitenler piyanodan çıkan ses, yaptığımız davranışlar ise dansımızdır âdeta. Her adım için uygun vakti beklemek lazım, ritim için. Bu durumu şöyle açıklıyım; vaktinde gelen özür bir nimettir evet ama zamanla gelen bir özür hediyedir.
Beni çizgilerimle sınadın. Yeter ki bitsin, gitsin diye zorladın. Alışmışlığın var hep bir suç yüklemeye. Ben yine arkandan baka kaldım. Yanlış yaptın, onurlu bitirmek istemiştin. Hayallerimi bile elimden aldın. Bugün devir değişti. Bugün benim doğum günüm. İnsandır, şaşar dedim. Kendimi hediye ettim,kendime.
Anca çocukken okunması ve etkilenmesi gereken bir kitap. Zira şuan bile dönüp kitaba baktığımda nasıl bu kadar sevmişim ne alaka diyorum kendime. insan bu kadar kendinden bağımsız tamamen internetten alıntı gibi kitap yazmamalı diye düşünüyorum. Belki de sırf sevdiğim bir insandan hediye olması hasebiyle sevmişimdir kim bilir.
"Bu kitap besmele ile başlar teyze ile biter."
Bu kitabı okumaya başlamadan önce, daha doğrusu böyle bir kitabın varlığını bile bilmezden iki ya da üç gün önce kendi kendime şöyle düşünüyordum: Anne-baba tamam ama benim Azra ile yaşadıklarımın da bir adı anlamı olmalı hayatta? Açıkçası bazı şeyler tescillenince insan huzur buluyor.
Bugün benim doğum günüm. Kendi kendime kutlayacağım. Sonra kalabalık yerlere gideceğim. Bir de hediye almak istiyorum kendime. Belki bir kitap, belki de iyi bir ağızlık alırım."
#EdipCansever
(8 Ağustos 1928 - 28 Mayıs 1986)
Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez. Kurmaca yazında kralların ve fatihlerin yaşamlarına hükmeder; gerçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir.
Kitabı yıllar önce bir arkadaşım hediye etmişti ve ismine, içeriğine önyargımdan okumadan bekletmiştim. Yazık etmişim, kendime. Hayatımda okuduğum en nitelikli kitaplardan biri. Tekrar okuyacağım. Kendini tanımak, farkına varmak, değişmesi gereken yanlarını görmek ve gerçekçi olarak iyi manada değişmek isteyenlere tavsiyemdir.
Son kez merhaba anne. Neden son kez diye düşünme. Çünkü sen bunu okuduğunda, dünyaya son seslenişimin kağıda yansımasını görmüş olacaksın. Bıktım anne. İnan bana her şeyden bıktım. İçimde patlayan volkanların canımı cayır cayır yakmasından bıktım. Son zamanlarda bana kurduğunuz baskının içime açtığı yaraların acıtmasından bıktım. Bu kararı vermek