Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zamana güvendim, sensizliğe alışacağıma inandım, sonunda zamana yenildim. (...) Bir haftadır ne yapmam gerektiğini bilemeden dolanıyorum. Ve işte, kendi elimle İstanbul manzarası çizdiğim bir kartın arkasına yazıyorum seni sevdiğimi. Amalya! Kendime, sana ve zamana inanıyorum.
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana
Reklam
Bu yazıyı büyük bir zihinsel baskı altında yazıyorum, çünkü bu gece benim son gecem. Meteliksiz ve artık hayatı çekilir Gland tek şey olan uyuşturucuyu almadan yaşayamam. Bu akşam kendime kendime çatı katı dairemin penceresinden aşağı atacağım. Morfinin köledi olduğum için iradesiz ya da serseri biri olduğumu düşünmeyin. aceleyle yazdım bu sayfaları okuduğunuz da unutmayı ya da ölmeyi neden sectigim hakkında tahmin yürütebilirsiniz fakat yine de Gerçek hislerimi asla anlayamazsınız
Sayfa 129
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Yıllar geçmedi, yıllar eskidi Dokunduğum yerde kalıyorum Yaşlı bir kelebek gibi. Yeni bir renk buldum bugün, suyun atkısı rengi Oyuğumdan çıktım Çıkmamı duydum Bir süre yürüdüm yürüdüm Hiç kimsenin ağzını dayayıp da Suyunu içmediği bir çeşme gibi durdum Durdum ki Önce bir elektrik mavisi çöktü içime Sanki bir suya anlatıldım da
Ben, şiir ya da deneme, yazarak kendime bir yaşama alanı açıyorum. Hayatın kimi alanlarında var olamadığım, kimi alanlarında da var olmak istemediğim için yazıyorum. Var olan hayat, kendine eklenmemizi istiyor. Oysa benim buna itirazım var. Yazı, benim dönüşüm gücüm, dönüştürme olanağım.
Reklam
Sanmıyorum/
Ben daha onun kadar, akıl yolundan uzaklaşmadım. Peki Olric, diyorum: gemileri kim yürütecek, ekmeği kim pişirecek? Mazur görmek gerekiyor onu: Olric iyi yetişmedi, toplumsal kültür almadı. Bütün vaktini beni izlemekle geçirdi. Şimdi beni, eskisi gibi beğenmiyor. Sözlerinizi ve davranışlarınızı mantıki sonuçlarına götürüyorum, diyor. Bir yandan da pekâlâ, gerçeklere işine geldiği zaman sırtını çeviriyor. Kaldırımda yatan adam masalını onun uydurduğunu sanıyorum. Yoldan geçen insanları, eski tanıdıklarıma ben- zetiyor. Kendimi nereye atacağımı bilmiyorum. Her zaman böyle değiliz. İlerisi için planlar kuruyoruz. Tutunamayanlar ansiklopedisine yeni bölümler yazmayı düşünüyoruz. Benim de girmem ihtimali kuvvetle belirdi. Olric öyle söylüyor. Ben de kendime göre hazırlıklar yapıyorum. Olric'in temasları bitince yeniden müracaat edeceğim. Elimde kuvvetli deliller var bu sefer. Bu sefer öyle kolay atlatamazlar. Olric bana cesaret veriyor. Bir celsede bitiririz bu sefer, diyor. Ben biraz kuruntuluyum. Herkesi tanıdığını söylüyor. Benim gitmem bile gerekmeyecekmiş belki. Öyle olursa sevinirim. Ben de yavaş yavaş kendi bölümümü yazıyorum; bazı küçük değişiklikler yapmama izin verileceğini söylüyor Olric. İyi olur; yoksa bir celsede verilecek kararın bir anlamı kalmazdı. Sonra, Olric'le birlikte istediğimizi yapacağız. Romanlar yazacağız: bitip tükenmeyen romanlar. "Tutunamayanların Sonu", "Tutunamayanların Dönüşü gibi. Tutunamayanların romanı biter mi?
Sayfa 720Kitabı okudu
... bugün yalnız kendim için yazıyorum, yalnız kendime bir iş görebilmiş olmak için, ...
Sayfa 16
"Şimdiye kadar sadece bir "neredeyse-sanatçı" olmayı başarabildim; kolajlar yapıyorum, kara kalem çizimler ve yağlı boya resimler yapıyorum, film çekiyorum, anlamsız şiirler yazıyorum ama bunların hiçbirini doğru dürüst yapmıyorum. Demek istiyorum ki tutkuyla ancak sonuca varmayacak bir şekilde yapıyorum bunları ama yine de her üç dört haftada bir (tıpkı şimdi olduğu gibi) kendime içimdeki gerçek cevherin ne olduğunu sormadan edemiyorum."
En büyük hazinemiz aklımızdır
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Reklam
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Yazmalı, yazmalı ve yazmalıyım! Bir romanı bitirir bitirmez bir ikincisini, üçüncüsünü sonra da dördüncüsünü yazmak İsterim; durup durmak bilmeden yazıyorum. Bir yarış atından farksızım! Bir hikayeden diğerine koşturup duruyor, kendime hakim olamıyorum. Bunda parlak ve muhteşem bir şey görebiliyor musunuz?
Bana bir mektup yazmış olsaydın, bende sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, bir çok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup
Şimdiye kadar sadece bir “neredeyse-sanatçı” olmayı başarabildim; kolajlar yapıyorum, kara kalem çizimler ve yağlı boya resimler yapıyorum, film çekiyorum, anlamsız şiirler yazıyorum ama bunların hiçbirini doğru dürüst yapmıyorum. Demek istiyorum ki tutkuyla ancak sonuca varmayacak bir şekilde yapıyorum bunları ama yine de her üç dört haftada bir (tıpkı şimdi olduğu gibi) kendime içimdeki gerçek cevherin ne olduğunu sormadan edemiyorum.
924 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.