Bol etekli kaftanını, fesini ve uzunca topuklu çizmelerini çıkardığında, heybetli havası kaybolmuştu.Şimdi sadece çıplak başlı, esmer, cılız tenli bir erkekti.Aylin'in ayakları çıplaktı.Senusi Aylin'den beş karış kısa duruyordu.Başındaki sarmayı çıkarınca daha da kısalmış gibiydi.Paris sokaklarında eteklerini savururken, kadınların yüreklerini hoplatan adam gitmiş, kara kuru biri gelmişti yerine.Ama gözleri hala delici nazarlarla bakıyordu.Aylin, korku ve pişmanlıkla karışık bir heyecan içindeydi.Hayal kırıklığını yenmeye çalışarak yutkundu."Gözleri çok etkileyici,"diye düşündü Aylin, "Gözlerini beğeniyorum.Muhteşem gözleri var.Aşk bu olmalı."
"Akşama doğru barınacak bir çatı altı, bir çare bulurdum belki de; acelesi mi vardı! Daha olmazsa, gider, kendime ormanda bir yer arıyabilirdim. Şehrin dolayları emrimdeydi, hem aşırı soğuk da yoktu henüz."