Hiçbir şey, olduğu gibi durmuyor; tozlanıyor, yıpranıyor, zedeleniyor, eskiyor zaman içinde... Özlemler, korkular, bekleyişler, hasretler dönüşüm geçiriyor; zamanla yeni yeni kılıflara bürünüyor yürekte...
Karşına çıkan herkeste seni aramak... Seni hatırlattığı için âşık olduğunu sanmak... Sen olmadığını bile bile, bütün hayatını bu ilişkiye adamak için çırpınıp durmak...
Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin?
Düşünsene, ben seninle düşlerimi, heyecanlarımı, çocukluğumu,acılarımı aldattım...
Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım...
Sen beni içine almadığından beri,yıllardır ben seninle kendimi aldattım...
Bir tek seni sevdiğim doğruydu... Ve bu doğru yüzünden ,hayatım yalana battı....
Sen beni dışladığından beri,beni sevenlere bir hayalet hediye ettin...
Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet...
Bu hayaletin içinde , beni değil seni gördüler hep.Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti...
Kitap çok başarısızdı. Yazılmak icin yazılmış hissi verdi , hiç bir kazancı yok maalesef . Sürekli kadının sert kaba üslubu ve ne istediğini tam anlayamamak beni yordu. Kitabı okurken dikkatinizi tam toplayamıyorsunuz.
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene...
Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı.
Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı.
Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
Sen gittin ya..!
senden sonra da sevmeye çalıştım.
İlkinin adı hasretti.
Önce uykularıma sonra da hayallerime kastetti.
Bir türlü alışamadım,sessizce ağlamaya,
her nefes hıçkırık oldu takıldı boğazıma.
Sevemedim hasreti.
Çünkü sana hiç benzemiyordu,
çok soğuktu ve ben üşüyordum,
savunmasız bir serçe gibi,kanatlanmaya çalıştıkça