Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
Sonra yorgun yüreğimi bir kara sevda tutar
Ama sen duymazsın duyduğumu, ah
Ne bir türkü söylersin gizlice, ağlayarak
Ne her akşam içinde bir yara göz göz açar
Ne efkar basar seni akşamları ansızın
Ne uykuların kaçar
Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü
Yıllar yılı
KİŞİSEL ANLATIMIMDAN BİR KESİT
Satılık düşün var mı sevgilim?
Bu yazının ilk harfinden bu yana üç saat geçti. Bu yazıyı yazan parmaklardan kaç ömür geçti, kaç ütopya kendi okyanuslarında kayboldu sen bilemezsin...
( DOGUM GÜNUN ) Kaç Eylül' de dirildim daha (ILK GÖRÜŞME ) Mayıs'taki cesedimi toprağa vermeden.
Kaç kere bu mevsimde kıyılara vurdum,
Hiçbir şey, olduğu gibi durmuyor; tozlanıyor, yıpranıyor, zedeleniyor, eskiyor zaman içinde... Özlemler, korkular, bekleyişler, hasretler dönüşüm geçiriyor; zamanla yeni yeni kılıflara bürünüyor yürekte...
2-KÜÇÜK BİR HATA BÜYÜK BİR CEZA
Eskisi gibi aşkla bakmıyor.
Bir şeyler olmuş ama ne olduğunu bir türlü anlayamadım. Son bir haftadır huyu suyu davranışları değişti. Sevgiyle bakan gözlerinden nefret ateşi fışkırıyordu. Yüzüme bakarken boka bakar gibi tiksindiğini fark ediyorumdum.
Peki ama neden? Gayet güzel giden ilişkimize ne oldu? Onu
“Sen benim için beyaz olmaktan vazgeçtin. Ben senin duru beyazlığına leke oldum.” Başını hızla yana salladı.
“Bu senin suçun değildi. Sana yardım etmek istedim, bunu ben istedim. Ben beyazken değil, seninle karışmışken mutluyum.”