Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Okur musunuz bilmem, lakin yazdım.
Okur musunuz bilmem lakin yazdım. İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :) * Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım. Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Felsefenin Kısa Tarihi
Felsefenin Kısa TarihiNigel Warburton · Alfa Yayıncılık · 20206,9bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Tuhaflık bulaşıcı mı, yoksa şehrin genlerinde mi var?
Yeni yılın kendi adıma ilk kitap incelemesi, geçen yıl okuduğum kitaplar içerisinde beni en çok sarsan, en çok etkileyen, hüzünlendiren, tebessüm ettiren, sorgulatan, çeşitli duygular arasında oradan oraya sürükleyen bu ‘tuhaf’ kitaba kısmetmiş… Lise yıllarından beri, çeşitli zamanlarda kitaplarıyla hayatıma girmiş bir yazar Orhan Pamuk… Bazen
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
Reklam
"Gurur! ..... Çok yaygın bir zayıflık, bana kalırsa. İnsan doğası gereği gururlu olmaya oldukça yatkın. Gerçek veya palavra olsun, nitelikleriyle kendini övmeyen birine rastlamak çok nadir. Kibir ve gurur kelimeleri, genelde eş anlamlı okarak kullanılsa da, farklı anlamlara gelir. Bir kimse, kibirli olmasa da gururlu olabilir. Gurur, daha çok kendimize dair fikrimizle bağlantılıdır.; kibirse başkalarının kendimizle ilgili edinmesini istediğimiz fikirle."
Sayfa 23 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Schopenhauer, merak edip okuduğum metninde bizleri kahreden bir yargıda bulunmuş. Yetmemiş, bu yargısını fazlasıyla makul örneklerle kuvvetlendirip kahır katsayımızı arttırmış. Neymiş efendim, her boş vakitte okumak zihni felç edermiş. Yani diyor ki, sık okumak, sizin yerinize başkalarının düşünmesine olanak vermeniz, hatta onlar ne derse kabul
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,655 okunma
İyiki
1000Kitap
1000Kitap
uygulamasına rastlamışım. Burada kitap okuyan, kendini ve hayatı sorgulamaya çalışarak hayatı anlamlandırmaya çalışan, kitaplardan yeni şeyler öğrenen ve bu yeni şeyleri paylaşan güzel kullanıcılara rastlamak beni çok mutlu ediyor. Kitaplardaki güzelliklerden birkaç cümle bir şeyler okumak kendimize, insanlara ve hayata bakışımızı genişleterek ufkumuzu açıyor. Böylesi bir çağda hala bizler gibi güzel insanların var olması sevindirici ve umut verici.Bizler gibi güzel insanların, okuyucuların, kullanıcıların ve
1000Kitap
1000Kitap
uygulamasının hep daim olması dileğiyle... Kaliteli vaktin adresi
1000Kitap
1000Kitap
iyiki var.
Okumuyorsan beğenme lütfeeeeen.
Kendi ayaklarının üzerinde durup hep başarılı olmaya, tek başına da ayakta kalmaya teşvik edilen metropol kadınlarının giderek erilleşmesi, dişil dünyalarında büyük hezeyanlar yaşamalarına yol açıyor ne yazık ki. Bu yüzden günden güne kendimize yabancilaşıyoruz, hayattan kopup yalnizlasiyoruz. Kimi görsem umutsuz mutsuz. Ne kadar hayat dolu
84 ile 88 sayfa az notlarla alıntıladımKitabı okudu
Reklam
İnsan sadece gerekliliklerde kaldığında, sadece ihtiyacı kadarı için dünyayı karıştığında zaman içerisinde ölü hissedebilir. Buna karşın arzu bizlere gerekenin ötesini mümkün olanı gösterir. Bir yemek yapmak veya kitap satın alıp okumak kadar görece daha az karmaşık eylemlerden, bir meslek, bir mesken, bir dünya seçerek kendimize bir hayat kurmaya, daha derin ve geniş etkilere kadar her yerde arzunun izlerine rastlamak mümkündür.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Kalabalığın içinde yalnız hissetmek, kendini ifade edememek veya ederse karşı tarafın onu anlamayacağına inanmak... Hangisini sıklıkla yapıyoruz. Yaralarımız derinleştikçe herkesten kaçıp kendimize geri geliyoruz. İyi de neden herkesin içinde bu kadar yalnızlık var? Yalnız kalınca ne değişiyor? Bana göre hiçbir şey. İnsanın yarası içinde olduğu sürece nereye giderse gitsin, ister kalabalık içinde olsun, ister yalnızlığı tercih etsin kanamaya devam ediyor... İnsan bazı zamanlar en çokta kendinden kaçıp yalnız kalmayı tercih ediyor. Tüm seslere sağır, tüm gözlere kör, tüm dünyayı sessize almak içindeki, ruhundaki sese kulak vermek istiyor ve asıl yalnızlıkta burada başlıyor. Eğer yaralarını iyileştirirse yola daha güçlü çıkıyor iyileştiremezse aynı kör kuyuda debelenip duruyor... Bu eserde ise kırk beş yazar kendi yalnızlıklarını, hüzünlerinin sebeplerini ve sonuçlarını kaleme almışlar. İçsel çatışmaları, duygusal yıkımlarını ve yalnızlığa nasıl adım adım itildiklerini okurun takdirine bırakmışlar... Bir proje kitap olan eserde tanıdık bir isme rastlamak çok güzeldi. Sevgili İnci Geçkil ve tüm yazar dostların kalemi daim okurları çok olsun. Ben hüzünlenerek okudum umarım okuyacak olan kitap dostları keyifle okur...
Çok Yalnızım Sevgili Seyirciler
Çok Yalnızım Sevgili SeyircilerKolektif · Sıfır Yayınları · 201929 okunma
Çok garip bir şeydir hiç tanımadığımız birilerinin yıllar önce yazdığı kitaplardaki satırların arasında kendimize rastlamak…
"Gurur!" diye söze girdi. Çok yaygın bir zayıflık, bana kalırsa. Gerçekten de, şu ana kadar okuduğum tüm kitaplardan, bunun yaygın olduğu sonucunu çıkardım. İnsan, doğası gereği gururlu olmayı oldukça yatkın. Gerçek veya palavra olsun, nitelikleri ile kendini övmeyen birine rastlamak çok nadir. Kibir ve gurur kelimeleri, genelde eş anlamlı olarak kullanılsa da, farklı anlamlara gelir. Bir kimse, kibirli olmasa da gururlu olabilir. Gurur, daha çok kendimize dair fikrimizle bağlantılıdır; kibir size başkalarının kendimizle ilgili edilmesini istediğimiz fikirle."
Sayfa 32 - Karbon kitaplarKitabı okudu
Reklam
Schopenhauer amcamız, merak edip okuduğum metninde bizleri kahreden bir yargıda bulunmuş. Yetmemiş, bu yargısını fazlasıyla makul örneklerle kuvvetlendirip kahır katsayımızı arttırmış. Neymiş efendim, her boş vakitte okumak zihni felç edermiş. Yani diyor ki, sık okumak, sizin yerinize başkalarının düşünmesine olanak vermeniz, hatta onlar ne derse
“Gurur!” diye söze girdi. “Çok yaygın bir zayıflık, bana kalırsa. Gerçekten de, şu ana kadar okuduğum tüm kitaplardan, bunun yaygın olduğu sonucunu çıkardım. İnsan, doğası gereği gururlu olmaya oldukça yatkın. Gerçek veya palavra olsun, nitelikleriyle kendini övmeyen birine rastlamak çok nadir. Kibir ve gurur kelimeleri, genelde eş anlamlı olarak kullanılsa da, farklı anlamlara gelir. Bir kimse, kibirli olmasa da gururlu olabilir. Gurur, daha çok kendimize dair fikrimizle bağlantılıdır; kibirse başkalarının kendimizle ilgili edinmesini istediğimiz fikirle.”
Sayfa 32 - MaryKitabı okudu
Gurur...
Çok yaygın bir zayıflık, bana kalırsa. Gerçekten de, şu ana kadar okuduğum tüm kitaplardan, bunun yaygın olduğu sonucunu çıkardım. İnsan, doğası gereği gururlu olmaya oldukça yatkın. Gerçek veya palavra olsun, nitelikleriyle kendini övmeyen birine rastlamak çok nadir. Kibir ve gurur kelimeleri, genelde eş anlamlı olarak kullanılsa da, farklı anlamlara gelir. Bir kimse, kibirli olmasa da gururlu olabilir. Gurur, daha çok kendimize dair fikrimizle bağlantılıdır; kibirse başkalarının kendimizle ilgili edinmesini is- tediğimiz fikirle."
·
Puan vermedi
Behçet Bey Neden Gülümsedi? İnsanın kendinden parçalar bulduğu, okurun da hayatından kesitler bulduğu öyküler yumağı olarak değerlendirebiliriz. Okuduğumuz eserler, duygularımıza tercüman olabilirse esere kendimizi daha çok kaptırırız. Bu eserde duygular o kadar etkileyici olarak cümlelere dökülmüş ki o duyguyu yaşamış gibi hissetmeniz işten bile değil. Bu yüzden de eserin hissettirme yönü oldukça kuvvetli. Öyküleri, insanın kendinden parçalar ve hayattan kesitler bulduğu olarak nitelendirmiştik. İnsanın kendinden parçalar ve hayattan kesitler bulması durumlarını aynı başlık altında değerlendiremedik çünkü hayattan kesitler bulunması daha genel bir ifade. Hayattan kesitler, her edebi eserde az ya da çok kendini gösterir. İnsanın kendinden parçalar bulması ise okuyucu için daha özel bir durumdur. Böyle olunca eserin sayfalarında altı çizilmiş birçok cümleye rastlamak mümkündür. Bu durumları tek yaşayan ben değilmişim, bu duyguları da öyle. Eser ise bu izlenimi fazlasıyla veriyor. Kitabın isminden dolayı öyküler boyunca Behçet Bey Neden Gülümsedi? Sorusunu kendimize yöneltecek ve cevap arayacağız. Bakalım, sonuç ne olacak? Hayattan kesitler, insanın kendinden parçalar bulması ve duyguların etkileyici anlatımı eserin öne çıkan başlıca özelliklerinden bazılarıdır. Duyguların etkileyici anlatımı, beraberinde hissettirme yönünün fazla olmasını da getirmektedir.
Behçet Bey Neden Gülümsedi?
Behçet Bey Neden Gülümsedi?Abdullah Harmancı · İz Yayıncılık · 2023215 okunma
236 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Ahmet Mithat’ın kaleminden çıkmış ilk basımı 1881 yılına ait bu kitabı çok severek,üzülerek,empati kurarak okudum. Ahmet ve Hulusi adlı iki yakın arkadaşın bir gece gittikleri tiyatrodan yağmur dolayısıyla evlerine geri dönememeleri sebebiyle,Hulusi’nin ısrarıyla geceyi bir genelevde geçirme kararı almaları ile hikaye başlamış oluyor. Ahmet
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 YaşındaAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,877 okunma
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.