Hadi gelin beraber ayrılıktan konuşalım .
Ayrılık kolay değil elbet. Peki insan bir ilişkiden ne zaman gider ? Birlikte sorgulayalım . Bu ilişkide ihtiyaçlarınız karşılanıyor mu ? Sevgi, değer, onay , güven, ilgi, saygı görüyor musunuz ? Duygularınız anlaşılıyor mu ? O elinden geldiğince sizinle meşgul mü ? Yoksa sadece işiyle, çevresiyle , haklılığıyla, güçlülüğüyle , bencilliğiyle mi meşgul ? Birlikte zor ya da mutlu anıları anımsayabiliyor musunuz ? Birlikte gülmeye , ağlamaya, sorunu tartışmaya , uzlaşmaya , beraber hayal kurmaya açık mısınız ? Konuşuyor musunuz ? Beraber susmaya da gönüllü müsünüz ? Sevildiğinizi fark ediyor sevdiğinizi hissediyor musunuz ? Kendiniz misiniz onun yanında, onun kendisi olmasına izin veriyor musunuz ? Bunlar olmuyorsa ve tek başınalık fikri korkutsa da 2 kişilik yalnızlıktan daha huzurlu gelmeye başladıysa o zaman gitmeyi de düşünmeye başlarız . Hemen de gidemeyiz ama. Kendimizi anlayınca yola çıkabiliriz. Neden bu mutsuz ilişkinin içindeyim ? Onun sevgisizliğini beklemeyi , onun ilgisizliğine çekilmeyi ya da hep içime atmayı hangi anılardan öğrendim diye sorarız. Ben sevgisizliği , sevgi zannetmeyi nerede öğrendim ? Şiddeti , sessizliği, değersizliği hak ettiğimi nerede öğrendim ? Yalana razı gelmeyi , ihanete göz yummayı , sesimin kısılmasını nerede öğrendim? Başka çaremin olmadığını nereden öğrendim? O beni değersiz hissettirdi de ben buna izin vermeyi hangi anılardan öğrendim ? Fark etmek , giderken de kalırken de bir ilişkide ilk adımdır.
kendimizi sorgulayalım bakalım...
Gerçekten iyi bir insanın, güzel ve ahlâklı bir Müslüman'ın şöyle bir alameti vardır: Geldiği yere sürur getirir, gidince hüzün bırakır, herkesçe sevilir.
Reklam
"Gönlümüz kanamıyorsa kendimizi sorgulayalım. Mescid-i Aksa hepimizin şiiridir…"
Popülarite'ye kaptırdığımız paçamız
Öncelikle iyi geceler. Çok uzun zamandır rahatsız olduğum bir konu hakkında yazmak istedim bugün. Kitapların içine doğup, kitaplarla büyüyen unvansız bir insan olarak paylaşıyorum bunları sadece. Hepimiz biliyoruz ki; sosyal medya artık hayatlarımızla iç içe, telefonlarımız adeta organımız oldu. Kablolarla bağlanıyoruz hayata, çekim gücümüz
kendimize, öfke deneyimimizi engellemeye ya da geçersiz kılmaya yönelik sorular soruyoruz: "Öfkemde haklı mıyım?" "Öfkelenmeye hakkım var mı?" "Öfkelenmemin ne yararı olacak?" "Ne işe yarayacak?" Bu sorular kendimizi susturmamıza ya da öfkemizi bastırmamıza yol açabiliyor. Önce bu sorulari sorgulayalım. Öfke haklı ya da haksız, anlamlı ya da yararsız değildir. Öfke sadece vardır. "Öfkemde hakli miyim?" diye sormak, "Susamaya hakkim var mi ki? Ne de olsa daha bes dakika once su içtim; demek ki susamaya hakkim yok. Zaten su anda su içemeyeceksem, susamamin ne anlami var?" demeye benzer. Öfke, hissettigimiz bir şeydir. Her zaman bir nedeni vardır ve ilgi görmeyi hak eder. Hepimizin, her seyi hissetmeye hakki vardir ve öfke de buna istisna degildir.
*Hangi Ramazan?*
Kendimizi sorgulayalım.Ramazan ayı bize neler hatırlatıyor? Bir ay boyunca neler alıyoruz? Önceki Ramazanlar hangi izleri bırakarak gitti? Mesela Ramazan sözcüğünü duyduğumuzda, aklımıza ilk gelen, mağfiret ve cennet kelimeleri mi oluyor yoksa iftar vb. şeyler mi? Allah'ın Nebi'si Ramazan'ı nasıl tarif ediyor ve onunla neler vaat
Reklam
Hasan el Benna kimmiş? Kendi dilinden anlatımı ile...
"Ben gerçeği arayan bir gezginim. İnsanlar arasında insanlığın anlamını arayan bir İnsanım. İslam'ın tertemiz gölgesinde vatanı için saygınlık, özgürlük, istikrar ve güzel bir hayat isteyen bir vatandaşım. Ben, varlığının sırrını anlayan, herseyden ilgisini kesip yalnız Allah'a yönelen biriyim ve şöyle sesleniyorum: "Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben, Müslüman'lardanım." Ben buyum, peki sen kimsin? " Biraz kendimizi sorgulayalım. 🌿
Hasan el-Benna
Hasan el-Benna
Risaleler
Risaleler
Kendimizi sorgulayalım. Ramazan ayı bize neler hatırlatıyor? Bir ay boyunca neler alıyoruz? Önceki Ramazan­lar hangi izleri bırakarak gitti? Mesela Ramazan sözcüğünü duyduğumuzda, aklımıza ilk gelen, mağfiret ve cennet keli­meleri mi oluyor yoksa iftar vb. şeyler mi? Allah'ın Nebi'si Ramazan' ı nasıl tarif ediyor ve onunla neler vaat ediyor bize?
Başardık sonunda. El birliği ile güzel dünyamızı çığırından çıkardık. Önce tohumu bozduk. Aman ne olacak yiyelim gitsin dedik. Toprağı bozduk. Amannn ne olacak ekelim gitsin dedik. Sözüm ona temizlik ürünleri ile hijyen görünüp orda burda övündük. Bütün zehirleri toprağa ve suya yolladık. Amannn bişeycik olmaz dedik. Sonra Ellerimizle
137 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.