Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmayan Franz Kafka, Berlin’de bir sokakta dolaşmaktadır. Ağlayan bir kız çocuğuna rastlar. Çocuğun , sonunda parkta çok sevdiği oyuncak bir bebeği kaybettiği için ağladını anlar. Kafka , çocuğa bebeği beraber parkta ararlar ama o gün bebeğin kaybolan izine rastlamazlar. Ertesi gün aramaya karar verirler. Ne de olsa
(Bakara suresi 30 ):Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
Bu
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
Sessizce hayatını sürdüren kadınlar var
Kendinden başka kimseye zararı dokunmayan
İçindeki acıları, Yüzlerindeki tebessümle örterler
Bazıları uykuyu çok sever,
Onlar için geçici olsa bile bir kurtuluş sayarlar,
Yorgunluklarıni kalbinde taşıyan,
Gündüzleri tebessümlerle gizler,
Geceleri ise yalnızlığa sarılan her şeyi bildiği halde yine de ayakta
- Böyle bir şaheser hakkında ne inceleme ne de yorumda bulunmak haddime bile değil ama içimden geçenleri belirtmek istedim..
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü:
‘’1 Ülke 1 Yazar 1 Kitap’’ serimiz ile sizleri ülkelerin en popüler kitaplarıyla tanıştırmayı planlıyoruz! 🏳️✍🏻📓
Serimizin ilk üçlüsü Birleşik Krallık- Aşk ve Gurur- Jane Austen 💑
Roman yazmaya 1789'da başlayan Jane Austen, 19. yüzyılda yaşamış İngiliz roman yazarıdır. Yaşadığı döneme ilişkin tasvirleri ve kahramanlarının karakterleri romanlarının klasikler arasında yer almasını sağlamıştır. Tüm romanları, televizyon veya sinemaya uyarlanan yazarın en ünlü eseri "Aşk ve Gurur"dur.
"Gurur", diye gözlemde bulundu Mary her zamanki gibi fikirlerinin sağlamlığıyla övünç duyarak, 'bence çok yaygın bir kusurdur. Okuduğum onca şeyden sonra şuna inandım ki gerçekten çok yaygın; insan doğası gurura bilhassa eğilimli; o ya da bu gerçek veya hayali bir özellikten ötürü kendinden memnuniyet duymayan pek az kişi vardır."
Hemen İncele: bkmkitap.com/ask-ve-gurur-37...
‘’İnsan aşılması gereken bir varlıktır.’’ (sf. 6)
Bana kalırsa tek bir cümle bile bu kitabı okumak için yeterince merak uyandırıcı. Tüm insanlığın kendinden bir şeyler bulabileceği, sindirilmesi pek kolay olmayan, insanın boğazında yumru varmış hissi yaratan, mideye bir yumruk gibi inen, üstüne saatlerce hatta günlerce kafa patlatılması gereken,
Merhaba 1k okurları!
Kitabın içeriği hakkında yazmadan önce bana kitabını imzalı olarak yolladığı için (ülke farkı olmasına rağmen)
Deniz Kılıç beye teşekkür ederim. Kitabınız bir ömür bana emanettir yazar bey.
Bazı kitaplar vardır ki her harfi bile hata olsa geçirdiği o eşsiz duygulardan dolayı defalarca okunmaya değer. İşte Efla da onlardan
Neyse ki Dostoyevski'nin , Öteki/Öteki Ben/İkiz gibi isimleri olan kitabını da bitirdim ve incelemesini yazabiliyorum. Neymiş, Dostoyevski'ymiş de, insan psikolojisinden en iyi o anlarmış da. Bakıyorum diğer incelemelerine kitabın, yere göğe sığdıramamış herkes. Ne alakası var kitabın Dövüş Kulübü ile. Altı üstü bir devlet memurunun maceralarını