Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Reklam
Türklerin dönemin dinleri ile ilişkisi hakkında,
Göktürk Devleti'ni kuran Bumin Kağan'ın küçük oğlu Taspar Kağan (572-581), Çin'de inançları yasaklanan Budacı rahipleri kendi ülkesinde konduruyor ve himaye ediyor. Bunu Budacılığa geçiş olarak görmek zor olabilir ama niyet temelinde görmemek daha zordur. Devletin daha birinci kuşağında böyle bir meyil göze çarpıyor. Bilge
Sayfa 131 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
144 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
bu üsluba aşina olanlar için çok keyfli bir anlatı. büyük büyük şeylerden bahsetmektense çok küçük şeyleri, birkaç kavramı, ele alıyor. ve bunu gayet yerinde alıntılarla yapmış. hem bakış açısı hem net bilgi muah
Kendine Ait Bir Roma
Kendine Ait Bir RomaCemal Kafadar · Metis Yayıncılık · 2017148 okunma
Marcus Aurelius'un Düşündürdükleri
Bugünün tıkanıklığını, kısır döngülerini aşmak için zaman zaman geçmişe döner, oradan kendine dersler çıkarma gereksinimi duyar insan. İnsana dair olan her duygu ve düşünce evrenseldir çünkü ve tarihin bir noktasında elbette yaşanmış, hissedilmiş, üzerine düşünülmüştür. Geçmişten bugüne uzanan bir köprü, üzerine karanlık çöken yollara tutulan bir ışık gibidir bu miras ve insanlığın geleceği için kıymetlidir. Roma'nın filozof imparatoru Marcus Aurelius'a ait bazı cümlelerin, daha pozitif ve daha anlamlı bir yaşama yönelmede yol gösterici olabileceğini düşünüyorum. Başkalarının ne yaptığını umursama! Hayatının kalanını, başkalarının hayatı üzerine düşünerek harcama. Kendi içindeki yöneticiye olan bağlılığından seni alıkoyacak her şey, kendin için bir şeyler başarma fırsatının kaybı demektir.
Sayfa 102Kitabı okudu
160 syf.
7/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf
Öncelikle çeviriden dolayı dilini biraz karmaşık buldum. Bazı cümleler İngilizceden direkt çevrilmiş o yüzden kulağa eğreti geliyor. Kitap orijinal dilinde daha akıcı. Kitapta diğer eserlere ve yazarlara atıfta bulunulmuş. Benim gibi acemi bir okur için kimi zaman anlaması güçtü. İncelememde kitaptan alıntılar yapacağım. Eğer kitabı okumayan varsa
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201737,7bin okunma
Reklam
Biri ınsan ruhunun Tanrının kendi özünün, öbürü de büyük bütünün bir parçası olduğunu; bir üçüncüsü ilksiz olarak yaratılmış; bir dördüncüsü yaratılmış değil. yapılmış olduğunu söyler; baş­ kalan da Tanrının onlara gerektikçe biçim ver­ diğini, çiftleşme anında geldiklerini temin ederler. Biri: ..Sperma hayvancıklannda yerleşir'' diye
“Anadolu”nun Osmanlılar arasında düzenli olarak, derin bir anlam ve önem atfedilerek kullanıma girmesi için ise, yirminci yüzyılın ilk çeyreğini, ya da daha kesin söyleyecek olursak, imparatorluğun Avrupa’daki hemen bütün topraklarını kaybettiği 1912-1913’teki Balkan Harbi’nin sonunu beklemek gerekiyor.
Sayfa 130Kitabı okudu
Her şeyden önce, kimliğin yeniden biçimlendirilmesi din değiştirmelerle belirlenmiş, bunların da çoğu zor kullanma mekanizmalarından bağımsız olarak gerçekleşmiş olmalı. Zaman içinde, diyar-ı Rum’daki çok büyük sayıda Hıristiyan, İslamiyet, dolayısıyla Türklük saflarına katıldılar.
Sayfa 103Kitabı okudu
“Türk”ün geç ortaçağ ve Osmanlı kullanımında bir aşağılama terimi olduğunu öngören yerleşik görüş oldukça indirgemecidir. Bu kullanım gerçekten de yaygındı ve Türkçe konuşan taşralı hödük, kaba saba göçebe ya da köylü anlamında kullanılıyordu. Arapçalaşmış çoğulunda, etrak (Türkler) çoğunlukla Türkmen aşiretleri imlerdi, bazen sadece betimleme olarak, ama kimi zaman da aşağılayıcı biçimde belirttiğimiz çağrışımlarla.
Reklam
Kendine Ait Bir Roma
Daha on ikinci yüzyıl sonlarında, Latince bir metinde Küçük Asya’dan “Turchia” diye söz edilir. Bu da ta yirminci yüzyıl başlarına kdar “ Osmanlı Türkiyesi” ya da “Avrupa ve Asya Türkiyesi” gibi, Avrupa dillerinde rastlanacak, gelecekteki kullanımların habercisidir. Benzer bir kullanım Arap kaynaklarında mesela, 1330’larda Anadolu’yu anlatırken kullanılır. Buna rağmen tarihselleştirilmiş bir yaklaşım, yarımadanın kendilerini tanımlamak için “Türk” ifadesini kullanan, çoğunluğu Türkçe konuşan Müslüman ahalisinin, ülkelerini tanımlamak için “Türkiye” kelimesini Birinci Dünya Savaşı’nın ertesinde benimsedikleri gerçeğini de görmezden gelemez.
giriş
Bilhassa 1920’lerden, yani Türkler ile Yunanların ( bir anlamında Rumların) Anadolu’ya hakimiyet savaşlarının ardından, “Rum diyarı” deyiminin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti topraklarının geçmişinden bahsederken dahi kullanılması şüphesiz çetrefil bir durum yaratıyordu.
giriş
Zaten etnik kimlik kavramını ve ilgili sözcükleri sınıfsal, kültürel, ahlaki boyutlardan bağımsız bir biyolojik-generik yapıdan söz ediyormuşuz gibi kullanabileceğimiz kanaati, çağdaş bir yanılgı bana kalırsa.
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,632 okunma
418 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.