Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Merkezin kapanması, omuzların düşmesi ve kişinin hafif öne eğilmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Bu görünüş, kişinin kendine güven duymadığını ve içinde bulunduğu durumdan rahatsız olduğunu düşündürür.
Gelecekteki insanlık için düşülebilecek bir durum üzerine
İnsan zekasının düşünün ne kadar kısa sürmüş olduğunu düşününce kederlendim. İnsanoğlu intihar etmişti. Kendine hedef olarak kararlılıkla rahatı ve kolayı, düstur olarak da güveni ve istikrarlı dengeli bir toplumu seçmiş ve muradına ermişti ama sonunda gele gele bu duruma gelmişti işte. Zenginlerin rahatı ve serveti, emekçilerin hayatı ve işi güven altına alınmıştı. Bu kusursuz dünyada hiç kuşku yok ki işsizlik diye bir sorun olmadığı gibi çözülmemiş toplumsal sorun da kalmamıştı. Ardından büyük bir huzur gelmişti.
Reklam
İnsan belirsizlik içinde yaşadığında yapacağı en akıllıca şey güven duymaktı. Yaşama güven, kendine güven, şanslı yıldızına güven... Kaygılanmanın bizi kendi içimizdeki kaynaklardan uzaklaştırmaktan, sağlığımızı bozmaktan ve bizi başkalarına karşı katlanılmaz hale getirmekten başka bir şeye yarayacağı yoktu. Güven duygusu dengemizin, gücümüzün, yeniden ayağa kalkabilme becerimizin anahtarıydı. Her şey bitmiş, hiç çokuş yolu kalmamış, gelecek kasım ayındaki bir gökyüzü kadar kapalı gibi görünürken bile güven duymalıydık.
Sayfa 219Kitabı okudu
Kendine ve hayatın sana sunduğuna inandığın acıya güven.
88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Para Hırsı Yüzünden Yok Olan Hayatlar
Bugün
Honore de Balzac
Honore de Balzac
'ın kısa; ama çok anlamlı bir hikâyesinden bahsetmek istiyorum:
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
.
Honore de Balzac
Honore de Balzac
bu öyküsünde 19. yüzyıl insanını eleştiriyor. İnsanlık Komedyası eserinin felsefi inceleme bölümünde yer alan bu öyküde insan olmanın acıklı hikâyesi ele alınıyor. Kral’ın haznedarı olan
Efendi Cornelius
Efendi Cornelius
’un kendinden çok değer verdiği hazinesinin çalınması
Efendi Cornelius
Efendi CorneliusHonore de Balzac · Can Yayınları · 2022125 okunma
Şu an için yabancısı olduğun bu dünya ürkütmesin seni. Pek çok ilki benliğinde barındırıyor diye, çekinme ondan. Önüne açılan pencereden dikkatle bak dışarıya. Orada yeşerecek umutlarının filizlerini toplamak için daha ne bekliyorsun? Emekleme devresinin ardından, ilk adımlarını atan minik bir bebek değilsin artık. Sağlam bas durduğun yere, kendine güven. En umarsız zamanlarda bile umutlarını asla yitirme.
Reklam
Kendimizi daha iyi tanımak için egonun zırhları arasına sıkışmamış bir özgüven gerekir. Öyle tertemiz bir kendine güven duygusu olmalı ki bu, her defosunu ve her yanlışını tastamam anlayabilmeli insan!
Ormandaki avcı başta avına güven verir, sonra kalbini söküp o güveni kendine ziyafete çevirir. Neek
Çevreye güven duyma ile kendine güven birbirinden farklı olgular değildir. insan kendisine güvenirse, diğer kişilerden de korkmaz; diğer insanlardan korkan biri ise çaresizlik duyguları yaşar. Bir insanın kendine güvenmesi çocukluk yıllarında çevresine duyduğu güvenle başlar. Bu duyguyu sonradan , kendinden elde edebilmesi oldukça güçtür.
Sayfa 34 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
koltuğuna kurulmuş dünyayı yönetiyordun. senin düşündüğün şey doğru, seninkinden başka her düşünce kaçık, zıpır, anormaldi. beri yandan, kendine o kadar güven besliyordun ki, tutarlı davranmak gereğini duymuyor, ama hep haklı çıkmak istemekten de bir türlü vazgeçmiyordun.
Sayfa 15
Reklam
Öğretmen tanıklığının altı boyutu
1. Öğrencinin sınıfta varlığının önemsenip önemsenmediği 2. Öğrencinin olduğu gibi kabul edilip edilmediği 3. Öğrencinin kendine özgü bir değer görüp görmediği 4. Öğrencinin potansiyelinin gelişip gelişmeyeceğine duyulan güven 5. Öğrencinin emek ve zaman vermeye değer ve sevilmeye layık olup olmadığı 6. Öğretmenin öğrencisine birey olarak saygı duyduğunu ve toplumun vazgeçilmez parçası olarak gördüğünü belirtir.
Çevreye güven duyma ile kendine güven birbirinden farklı olgular değildir. İnsan kendisine güvenirse, diğer kişilerden de korkmaz; diğer insanlardan korkan biri ise çaresizlik duyguları yaşar. Bir insanın kendine güvenmesi çocukluk yıllarında çevresine duyduğu güvenle başlar. Bu duygu sonradan, kendinden elde edebilmesi oldukça güçtür.
Sayfa 34
İnsanoğlu dünyaya gelirken beraberinde, bedensel ve ruhsal açıdan kendine özgü bir mizaç eğilimini de getirir ve kişiliği nedeniyle, tanıştığı aile ortamına ve ailenin ruhuna uyum sağlar. Oysa aile ruhu büyük bir oranda, zaman ruhunca biçimlendirilmiştir ve bu durum çoğu zaman bilinmez. Aile ruhuyla bir fikir birliği [consensus omnius] oluşturabilen birey, kendini bu dünyada güven içinde hisseder. Tersine, çoğuna karşı çıkıyorsa ve kendi içinde çelişkiliyse dünyaya karşı güvensiz demektir. Çocuklar yetişkinlerin söylediklerine, çevrelerinin etkisinin ne olduğu bilinmeyen havasına oranla daha az tepki verir. Çocuk bilinçsizce o havaya uyar ve böylece telafi edici bir uyum içine girmiş olur.
Gerçekten haz ve keyif alabilmek için “hayatta kalma” modundan “yaşama” moduna geçebilmek gerekir. Bu da hem kendine hem de başkalarına güven duymakla ve yaşama cesareti ile mümkündür. Narsist birey temelde bu güven ve cesaretten mahrumdur.
Sayfa 72 - DestekKitabı okuyor
Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesinden Shelley Taylor'un liderliğindeki bir araştırma grubu 2011 yılı Eylül ayında Proceedings of National Academy of Sciences dergisinde yayımladıkları bir ma kale ile oksitosin reseptör geninin (OXTR) stres ve depresyonla baş etmede en önemli psikolojik özelliklerle -hayata pozitif bakış. kendine
Sayfa 50 - 51Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.