"Soru sormak için para almıyorum," diye sertçe sözümü kesti Harron.
"Elbette. Dedim ya. Kendini Üçüncü Bölge'de bulman bir soruya bakar. Evimdeki bulaşıcı şey bir hastalık değil, Yüzbaşı. Muhalefet. Anarşi ve isyan bir orman yangını gibi hızla yayılır. Peki bir yangınla karşı karşıya olduğunda ne yaparsın? Onu kontrol altına alırsın. Duvarların arasına hapsedersin. Kendi kendine yanıp kül olmaya bırakırsın. Madra'nın halkına yaptığı da bu işte. Fakat ateşimiz umduğunun aksine sönüp gitmedi. Evet, geriye yalnızca korlar kaldı ama bölgemin külleri altında için için yanan o korlar bile hâlâ her yeri yakıp kavurabilecek kadar sıcak. Demircilikten anlar mısın, Yüzbaşı? Ben anlarım. En keskin, en tehlikeli silahlar en dayanılmaz şartlar altında dövülür. Biz de tehlikeyiz, Yüzbaşı. Madra hepimizi birer silaha dönüştürdü. Bu yüzden halkımın yaşamasına göz yummayacak."