Ahlak bizi Allah'a götürecek diye ödü kopanlar "etik" kelimesine sığındılar..
Demek ki ölümün, işkencenin, toplu imhanın, bombaların, yıkılan evlerin, kaçışan insanların, kolu bacağı kopmuş çocukların görüntüsü bizi artık kazımıyor. Kimse ekranı kapatmıyor. Kimsenin kılı kıpırdamıyor....
Reklam
Kapalı cezaevlerine dönmüş bu şehirlerin kapılarını açın. İnsanları özgürlüğe kavuşturun. Uçsuz bucaksız ovalar bizi bekliyor. Şehirleri boşaltın...
Biz bu "çoklukla övünme ve gurur"un yerine minimal (sade) bir hayatı, eşyanın esaretinden kurtulmayı, niceliğin egemenliğine karşı niteliğin tercih edilmesini koyuyoruz. " Asr sûresi"nde "ziyanda olan insan" diye tarif edilen kalabalık "âhır zaman"da Çağdaş Küresel Medeniyet'e mensup, kapitalist hayat tarzının mensuplarıdır.
Hadi yoldan çıktık diyelim. Nereye gideceğiz? Harama batmamış bir belde mi var? Umutsuzluk bize yakışmaz. Eğer yoksa böyle bir belde, bize düşen onu "inşa" etmektir. Yeter ki "Uzun yola çıkmaya" niyet edin. "Niyet" mühim. İrade-i cüziyenin ta kendisi. Bu sebeple "Ameller niyetlere göredir" buyrulmuş. Bu niyetin kuvveden fiile çıkması Cenab-ı Hakk'a kalmıştır. Bize düşen Besmele'yi çekip ilk adımı atmak.
Zamann..
Varlığa benzer bir varlık , yokluğa benzer bir yokluk ..
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.