Uygulamada akışı okurken, öyle kullanıcılar görüyorum ki hayran olmamak elde değil.. Kitabını okuyor, beğendiği satırları insanlara sunuyor, daha fazla okumak konusunda görüş alıyor, bir başkasına neyi okuması konusunda görüş veriyor... Polemiğe girmiyor, karşı görüşe saygı duyuyor, kendini açıklama gereği hissetmiyor.. Derdi, tutkusu, arzusu "okumak" olmuş.. İdealist, neden burda olduğunu bilen, doğru algılayabilen, kafasını bu kadar etkili kullanabildiğini çok iyi hissettiren...
Nuri der ki;
Ey insan bu endişe niye? Sana gelen gamların daimi olmadığını farkına var. Şafak tohumları kendisini sonlandıracak karanlığın içinde değil midir? Senin için geçmiş bir daha gelmez bunu bilmelisin, yarınınsa meçhul, o halde dem bu demdir iyi değerlendir. Sakın unutma! Seni yaşayabilecekken, yaşayamadıkların bitirir yoksa elinde olmayan, hayal
Reklam
Cadde
Ve yeni bir gün, Güneş kendini gösterip göstermemek arasında Henüz o da benim gibi kararsız Bir caddenin tam ortasındayım Taş binalar,parkeli
öz eleştiriyi abartıp kendini mental olarak darp etmek, bilen bilir ince düşünen insanların cehennemidir bu durum.
Kayıtsızlardan nefret ediyorum. Friedrich Hebbel gibi, yaşamanın taraf tutmak olduğuna inanıyorum. Kimse, toplumun dışında yalnızca insan olarak var olamaz. Gerçekten yaşamak yurttaş olmaktır, iştirak etmektir. Kayıtsızlık irade kaybıdır, asalaklıktır, korkaklıktır. Kayıtsızlık yaşamak değildir. Bu yüzden kayıtsızlardan nefret
Gülelim mi, ağlayalım mı?
Dikkat! Bu satırları okumaya başlayıp, bitirdiğiniz an, en az bir kadın şiddet görmüş olacak. Belki de en az bir Kadın cinayete kurban gitmiş olacak. Kadın... Herkesin adını andığı ama sadece anmakla kaldığı bir varlık. Kendisi hariç herkesin onlar hakkında söz hakkı sahibi olduğu düşünülen bir varlık. Hatta benim bile bu iletiyi yazarak
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.